Geçen yazımda Türkiye’de 100 yıllık geçmişi olan Şeker Sanayisinden bahsetmiş ve ülkemizin daha fazla şeker üretmesinin gerektiğini belirtmiştim.

Dünyada 2022/23 döneminde üretilen sakaroz kökenli şekerin, % 20'si pancardan, % 80' i şeker kamışından elde edilmiştir. Bu oran bazı yıllar %1-2 oranında değişse de şeker dünyada büyük oranda şeker kamışından elde edilmektedir.

Dünyanın en büyük şeker üreticisi olan ve şeker kamışından şeker üretimi yapan (2022/2023 Pazarlama yılı) Brezilya (42,08 milyon ton) ve Hindistan (32,70 milyon ton) dır. Bu iki ülke dünya şeker üretiminin % 42'sini elinde bulundurmaktadır. Diğer büyük şeker üreticileri ise sırasıyla Tayland (11,02 milyon ton), hem kamış hem pancardan üretim yapan Çin (8,97 milyon ton) ve Amerika (7,71 milyon/ton) dır.

Dünya sakaroz kökenli şeker (sofra şekeri, toz şeker, kristal şeker, beyaz şeker) üretimi ise aynı pazarlama döneminde 177 milyon ton olmuştur.

Dünyada kişi başına sakaroz kökenli şeker tüketimi beyaz şeker cinsinden yılda 22,1 kg ve Türkiye’de 31 kg’dır.

Şekerin üretildiği başka kaynaklarda vardır. Bunlardan en önemlisi fruktozlu mısır şurubu (HFCS) dur.  Dünyanın en büyük yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) üreticisi Amerika Birleşik Devletleri’dir.  Dünya HFCS üretiminin yarısını ABD gerçekleştirmekte olup, ABD'yi sırasıyla Çin, Japonya, AB ve Meksika izlemektedir.

Dünya yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) üretimi kuru madde bazında 2023 yılında   14 milyon tondur.

Ülkemizde 1926 da 2 şeker fabrikasıyla başlayan şeker üretimi 1934-35 de 2 fabrika ile şeker üretimini sürdürmüştür. 1951 yılında mevcut 4 şeker fabrikasının, (Alpullu, Uşak, Eskişehir ve Turhal) ülkenin artan şeker ihtiyacını karşılayamaması nedeniyle, şeker sanayiinin genişletilmesine karar verilmiş ve bu amaçla yeni pancar ekim sahaları meydana getirilerek şeker fabrikalarının sayısı artırılmış ve bu suretle artan tüketimin karşılanması sağlanmıştır.

Şeker üretimini sağlayacak pancar çiftçilerini kooperatifler halinde teşkilatlandırılmasının en uygun yol olacağı düşünülerek, Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin kurulmuştur. Çiftçilerin kooperatifleri kanalıyla yeni kurulan Şeker Fabrikalarının sahibi olması 1953-1956 yılları arasında yeni kurulan 11 şeker fabrikasının hepsinin özel A.Ş. olarak kurulmasına neden olmuştur. Ancak bazı kooperatif üreticilerinin o zaman içerisinde bulunduğu ekonomik şartları tamamında bu işi yürütmeye müsaade etmemiş Adapazarı, Amasya, Kayseri, Konya ve Kütahya Şeker Fabrikaları Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin sermayelerine iştirak ettikleri kuruluşlar olmuştur.

Ülkemizin 64 ilinin, 13.750 yerleşim biriminde pancar üretimi yapan, yaklaşık 1,5 milyon ortağıyla, 31 pancar kooperatifinin 328 şubesi, 6 Kooperatif Şeker Fabrikası, (Amasya, Kayseri, Boğazlıyan, Konya, Çumra, Turhal) Pankobirlik çatısı altında 31.03.1972 tarihinde birleşmişlerdir. Pankobirlik %100 yerli sermaye ile çiftçinin dostu olmak için kurulmuştur. Ortaklarının tarımsal faaliyetlerinde kullandıkları her türlü girdinin teminini, dağıtımını, denetimini ve koordinasyonunu yapan Pancar Kooperatiflerinin üst örgütü ve temsilcisidir.

Ülkemizde şeker pancarı tarımıyla yaklaşık 500 binden fazla çiftçi, diğer bir ifadeyle 3 milyon insan uğraşmaktadır.  Ayrıca yem, ilaç, et, süt, nakliye ve hizmet sektörleri gibi birçok sektörü de etkilemektedir.  Şeker pancarında verim kadar kalitede çok önemlidir. Ürün fiyatı pancardaki şeker oranına göre tespit edilmekte olduğundan yetiştirildiği bölgenin ekolojisi ve yetiştirme şartları (toprak hazırlığı, gübreleme, ekim, bakım, mücadele, sulama, hasat ve silolamaya kadar tüm işlemler) yüksek verim ve kaliteyi etkilemektedir. 

Türkiye’de devlete, kooperatiflere ve özel sektöre ait şeker pancarı ve diğer şeker üreten fabrikalar devletçe verilen kotaya göre üretim yapmaktadır.

Türkiye’de şekerpancarı ve fruktozlu mısır şurubundan (HFCS) şeker üretilmektedir.

2024-2025 pazarlama yılı için şeker kotası ülke toplam A kotası 2 milyon 910 bin ton olarak açıklanmıştır. Bu dönem nişasta bazlı şeker kotası ise ülke toplam A kotasının yüzde 2,5'ine karşılık gelen 72 bin 750 ton olarak kararlaştırılmıştır.

Ülkemizin dışarıdan almış olduğu göçler ve turistler nedeniyle tüketici nüfusu artmıştır. Bu nedenle şeker kotasının açıklanandan daha fazla olması gerekmektedir.

Avrupa Birliği, dünyanın en büyük pancar şekeri üreticisi ve aynı zamanda rafinasyon amaçlı kamış ham şekeri ithalatçısıdır.

AB, 2006 şeker reformunun yürürlük süresini 30 Eylül 2017 tarihine kadar uzatmış ve bu tarihten sonra şekerde kotaları kaldırmıştır.  

Türkiye’de 19.04.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile şeker fabrikalarının pazar paylarının kotalara bağlanması, iç piyasada sanayinin rekabete açık hale getirilmesi, devletin etkinliğinin sınırlandırılması ve üretimde istikrarın sağlanması amaçlanmış ve kota uygulaması halen sürdürülmektedir.

Ülkemizde şeker sanayi, şeker pancarı tarımı ve şeker üretim politikaları oldukça tartışmalı süreçler geçirmiş, geçirmeye de devam etmektedir. Özellikle özelleştirme politikaları, şeker ithalatı, şeker fiyatı, Nişasta Bazlı Şekerler (NŞB), şeker kotası ve fiyatları ile görüşler kişi ve kuruluşlara göre değişmekte olup konu üzerinde tartışmalar günceliğini korumaktadır.

Ülkemizde 3 milyon kişiyi doğrudan ve bir o kadar da dolaylı çok sayıda ilgilisi olan şeker pancarı yetiştiriciliği Konya için önemli bir endüstri bitkisidir.

Türkiye’de her yıl 3 milyon dekar alanda şeker pancarı ekilmekte ve 19 milyon ton şeker pancarı üretilmektedir. Dekara verim iller ve yıllara göre değişmekle birlikte ortalama 6.5 ton kadardır. Türkiye şeker pancarı üretiminin yaklaşık %35’ i Konya’da üretilmektedir. Konya’da dekardan alınan verim Türkiye ortalamasının üzerindedir.

Konya ‘ya gelen turist ve dış ülkelerden gelenlerin sayısında ki artış olmasına rağmen Konya’nın şeker üretim kotası geçen yılın kotasıyla aynı tutulmuştur.  Nüfustaki artışlar dikkate alınarak kota da artırılmalıdır.

Konya şeker pancarı üretiminde dekara verim ve kalite yönüyle de iyi olması nedeniyle üretim devam ettirilmelidir. Ancak su tüketimi, ovadaki su yetersizliği nedeniyle ekim alanlarında %30’un üzerinde paya sahip olan Konya’da ekim alanlarında ve üretimde azalma olacağı görülmektedir.

Konya, Türkiye’de ki tarımda ki ekim alanlarının %8.1’ne sahiptir. Konya’da 610 bin ha kadar arazi sulanmaktadır. 1.850.000 ha alanda tarım ürünleri yetiştiriciliği yapılmaktadır. İlde yetiştirilen ürünlerin su ihtiyacı; eğer bütün yer altı ve yerüstü sulama şebekelerinin kapalı sistem olması ve sulama tekniklerine tamamen uyulması halinde ekilen bitkilerin su ihtiyacı 4.5 milyar m³' kadardır. Konya ilinin yeraltı ve yerüstü kullanılabilir su miktarı ise 3 milyar m³'tür. Türkiye’nin tahıl ambarının ve birçok bitkinin üretiminde ilk sıralarda olan ilimizde su açığı var ve bu su açığı küresel ısınma nedeniyle giderek artış gösterecek gibi görülmektedir.

Meteorolojik verilere ve ziraat biliminin gereklerine göre mevcut sulanan alanlar için Konya İlinin su potansiyeli yetersizdir. Günümüzde ilerleyen teknoloji geçmişte sulanamayan alanları da sulanabilir hale getirdiği için ovanın su ihtiyacı her geçen gün daha da artmaktadır.

Konya’nın birçok üründe üretimini sürdürebilmesi, ilk sıralarda ki yerini koruyabilmesi, sulu tarıma alışkın olan çiftçilerin tarımdan kaçmamaları gibi birçok neden den dolayı acilen ovaya dış havzalardan su getirme projeleri uygulamaya konulmalıdır. Değeri her geçen gün daha fazla anlaşılan suyu kullananların suyu tasarruflu kullanmaları da önemlidir.

Yeterli su getirilmez ise Konya sadece şeker pancarı, hububat ve mısır üretiminde değil sebze, meyve ve diğer tarım ürünlerinde de ekim alanı ve üretimde gerilecektir. Ayrıca tarımdan kaçış hızlanır, ekonomik olarak ekilmeyen alanlarda önemli artışlar görülebilir.

Böyle bir durumla karşılaşılmaması için ilgililer konuyla ilgili acil çözüm üretmelidirler.