Dünyada 2012-2022 yılları arasında GSYH’nin sektörel dağılımı önemli boyutta değişiklik göstermemiştir. GSYH’ya en çok katkıyı hizmet sektörünün sağladığı görülmektedir. Tarımın GSYH içerisinde incelenen dönemde %4,0- %4,3 bandındaki payını koruyan tarım sektörünün küresel ekonomik büyümeyle paralel hareket ettiği izlenmektedir.

Dünya nüfusu 2000 yılında 6 milyara ve 2011 yılında 7 milyara ulaştı. Kasım 2022 tarihinde dünya nüfusunun 8 milyara yaklaşmıştır. İdeal bir dünyada haklar ve seçeneklerle güçlendirilmiş daha sağlıklı toplumlar için 8 milyar insanın beslenmesi ve giderek artan beslenme alışkanlıklarının değişimi tarımı ve tarıma bağlı sanayiyi daha önemli hale getirmektedir.

Küresel tarımsal üretim miktarı 2010-2020 yılları arasında bileşik bazda %2 artış göstermiştir. Üretilen tarım ürünlerinin %32’si ana besin kaynağı olan tahıllardan oluşmaktadır. Asya bölgesi küresel üretimin %50’sini gerçekleştirmektedir. Dünya ülkeleri ve kıtalar arasında da üretim farklılıkları vardır. Besin üretimi ve nüfus artışına bakıldığında tarımsal üretim artışı nüfus artışına göre daha düşüktür. Bu nedenle dünyada ekilen arazileri büyütme imkânı olmayacağına göre birim alandan alınan verimi artırmak gerekmektedir.

Türkiye’de tarımın GSYH içerisinde 2013 yılında %7.4 iken 2022 yılında 5.8’e düşmüştür. Türkiye’de diğer sektörlerin GSYH payı %94.2’dir. GSYH’nın coğrafik bölgelere göre dağılımı ise yetiştirilen ürünler ve satış bedelleri farklı olduğundan aşağıda tabloda görüldüğü gibi arazi varlığıyla uyum göstermemektedir.

Tablo. Coğrafik Bölgelere Göre Tarım Alanları %si ve GSH’daki Payı (%)

Bölgeler 

Bölgelere göre tarım alanları varlığı (%)

Bölgelere göre GSYH’daki

payı (%)

İç Anadolu bölgesi                

33

14

Güney Doğu Anadolu Bölgesi

12

11

Ege Bölgesi

12

11

Karadeniz Bölgesi

12

19

Doğu Anadolu Bölgesi

12

16

Marmara Bölgesi

10

12

Akdeniz Bölgesi

9

17

Tabloda görüldüğü gibi bölgede yetiştirilen tarım ürünün Pazar değeri yüksek olduğundan Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri İç Anadolu bölgesinden daha fazla gelir sağlamakta olduğundan tarım alanları daha az olmasına rağmen GSYH’daki payı daha fazladır.

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2023 yılında %4,5 arttı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2023 yılında bir önceki yıla göre %75,0 artarak 26 trilyon 276 milyar 307 milyon TL oldu. IMF'nin Nisan 2024'te yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye'de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 Amerikan doları oldu. Türkiye bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı.

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, 2023'te bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak, finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 9.0, inşaat yüzde 7.8, hizmetler yüzde 6.4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4.6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.7, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1.3, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 1.2 ve sanayi yüzde 0.8 arttı. Tarım sektörü ise yüzde 0.2 gerilemiştir (Tuik).

Türkiye, 2023 yılında ekonomik büyüme olarak yıllık bazda yüzde 4,5 büyüme göstermiştir. Tarım ürünlerinde kullanılan girdilerdeki artış ve fiyatlarda beklenen artışın olmaması tarımda ki gerilemenin sebebidir.

Tarım sektöründe çalışan kişi sayısı 2000- 2021 yılları arasında azalmış olup; 2000 yılında küresel istihdamın %40’ı tarım sektöründe çalışırken, 2021 yılında bu oran %26,6’dır. İstihdam oranları sanyide%21.7, inşaatta %6.0 ve hizmet sektöründe %56.5 olmuştur. Tarımda istihdam 2022 yılında %15.8 olmuş olup bu oran her yıl azalmakta ve tarım nüfusu giderek yaşlanmaktadır. Teknolojik gelişmeler tarımda çalışanı azaltması yanında kırsaldan ve tarımdan kaçış tarım nüfusunun azalmasına sebep olmaktadır. Teknolojik ilerleme seviyesi yükseldikçe tarımsal istihdamın payı azalmakta, ancak ülkemizde sosyal nedenler bahanesiyle tarımsal üretimden kaçış daha fazla olmaktadır. Tarımda bu iş gücü açığını dışarıdan gelenler doldurmaktadır. Ancak sağlıklı bir iş gücü istihdamının oluşması için bunların çalışma şartları acilen belirli kurallara bağlanılmalıdır.

Bununla birlikte tarım sektörünün emek yoğun bir sektör olmasına bağlı olarak istihdamda önemli bir paya sahip olmasına rağmen GSYH’dan aldığı pay da düşüktür.

Dünya genelinde tarımsal alanlar büyüklüğü belirli oranda azalmasına rağmen önemli ölçüde değişmediği kabul edilmekte iken ülkemizde tarım alanları azalmaktadır. Ayrıca hayvancılık için önemli bir yem kaynağı olan çayır ve meraların bazı yerlerde tarımsal faaliyetlerde kullanıldığı da görülmektedir. Çayır mera alanlarının amaç dışı kullanımı yem açığı olan ülkemizde yem açığını artırmakta ve dolayısıyla özellikle de küçükbaş hayvan sayısı giderek azalmaktadır.  Ülkemiz et ithal eden bir ülke durumundadır. 2018 yılında canlı hayvan ithalatı 1 milyar 767 milyon dolar, et ve et ürünleri ithalatı ise 325 milyondu. Zaman içerisinde canlı hayvan ve et ithalatı düştü. Öyle ki 2022 yılı canlı hayvan ithalatı 180 milyon dolara, et ve et ürünleri ithalatı ise 145 milyon dolara gerilemiştir.

2023 yılında tekrar ithalat yapılarak, canlı hayvan ithalatı bir önceki yıla göre 7 kat artarak 1 milyar 195 milyon dolar olmuştur. Ülkemiz canlı hayvan yetiştirme ve ihtiyacımızı karşılayacak potansiyele sahiptir, bu nedenle bu potansiyel iyi değerlendirilmelidir.

Tarımda doğruların yapılması ülkemizde tarımsal üretimin sürdürülmesi açısından önemlidir Bu nedenle bilim adamlarınca ortaya konulan bilimsel veriler yetkililerce bölgelere göre doğru planlanarak uygulanmalıdır.