Son günlerde piyasanın durumu bir hayli değişti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek iyimser açıklamalar yapıyor. Diğer tarafta TL’nin değer kazanması konusu değişik yorumlara neden oluyor. Bizim küçük yatırımcının üç beş kuruş kenara koyduğu parasını dolar ya da euro olarak değerlenmesini beklemesi şimdi yerini panikatak bir duruma bıraktı.

Toplumun hemen hemen büyük çoğunluğunu oluşturan emekliler ve dar gelirli kişiler, “parayı bulduk da kenara biriktirmeye kaldı” gibi yorumlar yaptıklarını duyar gibi oluyorum. Fakat yine de birçoğumuzun kenarda köşede ya altını ya da döviz cinsinden bir birikimi vardır. İşte ben bunlardan bahsediyorum. Her ne kadar TL değerlendi, dolar tepetaklak deseler de hiç panik yapmayın. Beklemede kalın… Çünkü o küçük birikimlerinizin sıfırlanma gibi bir durumu olmayacak. Doların yılsonu beklentisi 40 lira ve üzerinde olacağı yönünde. Çünkü ABD’de bankaların yaptıkları açıklamalar da bu yönde.

Ekonomi siyasilerin ağzından çıkan her sözü dikkate alır. Öte yandan spekülatörler de piyasalarda önemli etki oluştururlar. Bütün bunları en çok takip edenler, büyük yatırımcılar ve al satçılardır. Çünkü onlar sıcak hareketlerle parayı çevirdiklerinden siyasileri çok iyi takip ederler. Tahtakale piyasasını da yakından takip edenler bilirler ayaküstü alış satış yapan simsarlar vardır. Brokerler yatırımcıları hızlı karar vermeye yönlendiriler ve borsanın aşağı yukarı seyrinde etkili olurlar. Benim çağrım sadece küçük birikimleri olanların panik yapmamaları ve beklemede kalmalarıdır. Bekleyin ve görün.

Temkinli insanlar vardır, bir karar verirken adeta kılı kırk yarar; atacağı adımın getiri ve götürüsünü ayrıntılı olarak hesaplar. Örneğin borç alması mı gerekiyor, herkes gibi en düşük faizi arar ama daha öncelikli olarak bu borcu ödeme gücü olup olmayacağını irdeler. Aslında ben bu durumlarda temkinli olmak kavramını mantıklı olmak şeklinde de kullanıyorum.

Mantığının sesini dinlemeyenler en olmadık şekilde davranabiliyor. Vatandaş “Cebimde kredi kartı varsa duramıyorum, harcıyorum” diyebiliyor, sonra da “Ödeyemiyoruz ki” diye yakınıyor. Cebinde kart olunca duramayıp harcamak! Bunu mantıkla izah etmek mümkün mü?

Hadi bireyin yanlış davranışı en fazla kendini, ailesini ve borç aldığı karşıdaki kişi ya da kurumu ilgilendirir. Ya koskoca ülke yanlışa sürüklenirse...

Türkiye için carry trade yeni bir durum değil. Geçmişte de faizi çok yükseltmek zorunda kaldığımız dönemler oldu ve yabancılar bu faiz için koşa koşa Türkiye’ye geldi. Ama sorun şu; yabancıda her zaman için “Kur böyle durağan gitmez, bir gün mutlaka yükselir, en iyisi o yükseliş başlamadan ben çıkıp kârımı cebime koyayım” düşüncesi hakim olduğu için hep dalgalanma yaşadık. Zaten yabancı yatırımcı Türk menkul kıymetlerine öyle uzun dönemli yatırım yapmıyor ki. Klasik ifadeyle hep “vur-kaç” durumu söz konusu. Böyle yaklaştıkları için de kimse onları eleştiremez.

Bu kez gerçek anlamda carry trade olmasa da yaklaşım anlamında benzeri olan işlemleri yerli yatırımcı da yapıyor. KKM’den çıkış oluyor, döviz hesapları biraz olsun bozuluyor, belki yastık altı da devreye giriyor ve bu para TL mevduata yatırılıyor. Çünkü dövizde getiri pek yok, oysa TL mevduat şu dönem iyi kazandırıyor. “Ama mevduat faizi enflasyonun altında” diye itiraz edenler çıkacaktır, çıkıyor da zaten. Değerli okurlar, ben burada TL mevduat faizinin reel getiri sağlayıp sağlamadığı üstünde durmuyorum, benim dikkat çektiğim eldeki iki tasarruf aracından hangisinin daha yüksek getiri sağladığı. Diyelim dolar 1, TL mevduat 4 kazandırırken, enflasyon 5 ise ve başka tasarruf aracı yoksa “Getirisi enflasyondan düşük” diye mevduatı tercih etmez misiniz yani?

Carry trade için Türkiye’ye gelenler tetikte ve burada uzun vadeli olarak kalmayı hiç düşünmüyorlar. Kârlarını ceplerine koyup gidecekler. İşte bu gidiş çok kısa bir zamanda yaşanırsa şimdi büyük rahatlık yaratan döviz bolluğu, yerini döviz kıtlığına bırakacak.

Mevcut şartlar, yani yüksek faiz ve yatay kur...

Peki nereye kadar? Tabii ki enflasyonu “gerçekten” düşürene kadar. Şimdi yaz aylarıyla birlikte “İşte bakın enflasyon nasıl da düştü” denilecek ve diğer gelişmelerden bağımsız olarak belki mevduat faizleri aşağı çekilmek istenecek. Yüksek faizin tadına varmış kitleler “Enflasyon düştü, faiz de o yüzden düşüyor” söylemini satın alır mı, önemli olan o. Alışan alıştığını ister.

Durumlar karışık küçük yatırımcı bekle ve gör!..

Carry trade nedir?

Arakazanç ticareti, düşük masraflı bir varlık alıp, yüksek getirili bir varlık olarak ödünç vermek suretiyle yapılan ticari işlem. Bankacılıkta düşük maliyetli bir kredi alıp, alınan krediyi faiz giderinden daha yüksek gelir elde edilebilecek bir para birimine yatırmak şeklinde yapılır.