Daha önceki yıllarda sigara üzerine çok yazı yazdım. Cumhurbaşkanımızın televizyonda gençlerle sigara üzerine sohbetini izlerken tekrar çağrışım yaptı. Kapalı mekânlarda sigara içilmiyor olması olumlu gelişmedir.

Geçen Cuma günü Mehmet Yetişen Ağabeyin evinde Cuma Grubu ve Ahmet Gündüz Başkanın düzenlediği Özbekistan gezisine katılanlarla sohbet etme imkânımız oldu. Evin bahçesinde pergule eski deyişle çardak altında açık havada olduğu için sigara içenlerimiz vardı.

Türkistan gezisine kaılanlardan Veli Kılalı Özbekistan’da sokakta sigara içene rastlamadığını söyledi.

**

Evet, o yıllarda yazımda balkonlardan yükselen dumanı anlatmıştım.  Bunu yanında pasif sigara içiciliğini anlatmıştık. Rahmetli ablama doktor çok sigara mı içiyorsunuz? Sorusuna ben sigara içmiyorum ancak bizim bey günde üç paket sigara içiyor biz de oradan nasibimizi alıyoruz. Diye cevap verdiğini söylemişti.

Çok katlı evlerin balkonlarında yaz aylarında duman tütüyor. Hemen diyeceksiniz ki, elbette duman tüter. Çünkü evlerin balkonunda mangal yapanlar var.

Hayır bilemediniz. Sigara tiryakilerinin saygılı olanları, insan haklarına riayet edenleri sigaralarını evlerinin balkonunda içmektedir de duman tütmesi ondandır.

Geçen gün bazı dostları duman tüttürürken gördüm. Onlara sizin bu halinizi sohbet köşemde yazacağım. Dedim.

İşte yazıyorum.

Eskiden okul trampet takımında yahut başka deyişle okul bandosunda tempo verilirdi. Bu tempoda söz uydurulurdu;

“Balkona bak, balkona bak, balkonlardaki kızlara bak!”

Balkonlardaki sigara tiryakilerini görünce o günler çağrıştı.

Avazım çıktığı kadar bağırdım;

“Balkona bak, balkona bak, balkonlardaki hırsızlara bak!” Onlarda;

--- Yahu Ahmet Başkan! Bizim hırsızlığımızı gördün! Dediler. Bende;

--- Sizden iyi hırsız mı olur? Cenabı Allah’ın bize emanet ettiği sağlığımızı talan ediyor veya ettiriyorsunuz. Sizden iyi hırsız mı olur. Diye cevap verdim.

Prof. Dr Ramazan Ayvalı Hocanın televizyondaki sigara üzerinden sohbetinden bahsettim. Ayvalı Hoca;

“Sonsuz hayatı kazanma imtihanın bir gereği olarak, Allah her insana vücudunu emanet etmiştir. Bu emaneti koruyabiliyor muyuz?

Tertemiz billur gibi akciğerimizi sigara ile kömür yaparak iade ediyoruz.

Âlimler genellikle;

“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın! (Bakar suresi 195. ayet) ve Kendi kendinizi öldürmeyin!(Nisa suresi29. ayet) mealindeki ayetlerle birlikte

“ İNSANIN KENDİ VÜCUDUNA ZARAR VERMESİNİN HARAM OLDUĞU HÜKMÜNÜ ÇIKARDILAR.

Ramazan Hoca Allah’ın Kuranda israfın günah olduğunu ve israf edenleri sevmediğini belirtti. Sigara vücuda verdiği zarardan dolayı ayrıca sigaraya verilen para da israftır. Dedi.

“YİYİNİZ, İÇİNİZ; FAKAT İSRAF ETMEYİNİZ! ÇÜNKÜ ALLAH İSRAF EDENLERİ SEVMEZ” (Araf suresi 31. ayet) buna delidir. Dedi.

Bizim balkondaki sigara tiryakisi arkadaşlarımız evine ailesine, çoluğuna çocuğuna saygı göstermelerinden yaz kış hırsız gibi evlerinin balkonunda sigara içmekteler.

Ancak, hem israf yönünden hem de manevi yönünden kaygılıdırlar. İster samimi olarak isterse laf olsun diye;

--- Allah bu mikrop sigaranın bize ikrahını inşallah verecektir. Diye temennide bulunmaktan geri kalmamaktadırlar.

Balkonlardan yükselen duman bir gün inşallah olmayacaktır. Sigara konusunda muhakkak çok güzel gelişmelerin olduğunu inkâr edemeyiz değil mi?

Şimdi sigara içenlere zavallı gibi bakmaya başlanılmıştır. İşe alımlarda bile sigara içmeyenler tercih edilmektedir.

Sigara içen herkese Allah bırakmayı nasip etsin!

Bizde balkona bak balkona bak, balkonlardaki hırsızlara bak! Demeyelim değil mi?

Dostlarımızdan Himmet Tömtöm sigarayı bırakanlardan. Yengeme sordum evde de içmediğini söyleyince çok sevindim.

Hacca giden dostlardan vedalaşırken sigarayı inşallah bil vesile bırakırsınız. Dedim onlarda bana sigarayı bırakma sözünü verdiler. Hac dönüşü bu sözlerinde durup durmadıklarını göreceğiz. Şimdi isimlerini burada söylemiyorum. Ancak, o gün sözlerinde durmazlarsa bu köşeden isimlerini anons ederim…