İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni birincilikle bitiren Muhammet Emin Ay'a, geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen mezuniyet töreninde, birincilere tanınan konuşma hakkı verilmedi.

Muhammet Emin Ay'ın törende yapacağı konuşma metnini dekanlık bir gün önce istemiş. Okul birincisi Muhammet Emin Ay konuşturulmayacağını törende öğrenmiş. Konuşmaya besmele ile başlaması, 28 Şubat postmodern darbesine ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan'a atıf yapması ve bir ayete yer vermesi gibi gerekçelerle konuşturulmayan Ay, konuşmasını bir grup arkadaşı ile dekanlık önünde gerçekleştirdi.

Konuşma metnini daha sonra sosyal medyadan paylaşan Muhammet Emin Ay, annesinin de 28 Şubat süreci nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldığını vurguladı. Konuşma metninde bu konuya da yer verdi.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü konuya ilişkin inceleme başlattığını duyurdu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve YÖK Başkanı Erol Özvar, Muhammet Emin Ay'ı arayarak tebrik etti. Ay görüşmesinde kendisine haksızlık yapıldığını ifade etti.

İstanbul Üniversitesi Rektörü Osman Bülent Zülfikar da rektörlüğe davet edip Ay'la yüz yüze görüşme gerçekleştirdi ve tebrik etti.

Sosyal medya hesabından yaşananlara ilişkin bilgi veren Ay, "Her sene mezuniyette yapılan birincilik konuşması İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini birincilikle bitirmeme rağmen bugün yaptırılmaya layık görülmemiştir." ifadelerini kullandı.

Bölümü birincilikle bitiren Muhammet Emin Ay, bugüne kadar binlerce öğrenciye tanınan birincilik konuşması hakkından mahrum bırakıldığını açıkladı.

Muhammet Emin Ay’ın konuşma metninde geçen ve konuşturulmamasına sebep olan bazı cümleler şöyle:

“Bidayeti parlak olanın nihayetinin de parlak olacağı düşüncesiyle 4 sene önce bismillah diyerek başladığım Hukuk Fakültesini sonunda da besmele ile bitirebilmek nasip oldu.”

“Birinci sınıfta bu fakülteye ilk adımı attığımızda hak nedir, hukuk nedir gibi soruların cevabını ararken bugün mezun olduğumuz konumda fazlaca karmaşık görünen meselelere nasıl çözüm üretmemiz gerektiğini dahi söyleyebilir olduk. Hak sizin de bildiğiniz üzere diğer bir adı da el-adl olan Allah’ın 99 isminden birisidir. Dolayısı ile bizim asıl gayemiz yeryüzünde adaleti hâkim kılmaktır.”

“Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da söylediği gibi bu milletin külüne üflesen altından iman çıkacaktır. İslâm dini bu aziz toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakültemizin kapısındaki fetih müjdesi ayetleri de bunun nişanesidir.”

“Daha yakın bir süre evvel, ülkemiz toplum yapısını yok sayan 28 Şubat sürecine maruz kaldı. Öncesi ve sonrasıyla bu dönemin oluşturduğu travmaların ve bıraktığı izlerin silinmediğinin en yakın şahitlerinden olduğumu; mezuniyetin 4 Ağustos’ta yapılacağı haberini ailemle paylaştığımda annemin mezuniyetime gelip gelemeyeceğini bana sormasıyla bir kez daha derinden hissettim. 28 Şubat sürecinin bırakmış olduğu iz nedeniyle taşımasından onur ve gurur duyduğum çarşafından dolayı zamanında atıldığı İstanbul Üniversitesine evladının mezuniyet törenine gelemeyeceğini düşünmüştü. Annem, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümü son sınıf öğrencisiyken başörtüsü yasağı nedeniyle okulu bırakmak mecburiyetinde kaldı. Bugün ona yarım bıraktırılan İstanbul Üniversitesi’nin Hukuk Fakültesini birinci olarak bitirmenin haklı gururunu yaşıyor, bu nedenle bu konuşmamı anneme atfetmek istiyorum. Hamdüsenalar olsun ki isminde ikna özünde icbar olan odalar bir daha asla açılmamak üzere kapandı. Artık bu gibi hukuksuz durumların önünde durmak bizim boynumuzun borcudur.”

“Hukukçular olarak davamız zor, yükümüz ağır, yolumuz uzun ama bunun altından kalkmak da sırtımıza yüklenmiş bir vazife artık. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri olarak ülkemizde hukuka duyulan güveni arttırmaya, adaleti ve liyakati sağlamaya var gücümüzle çalışmamız gerekmektedir. Nitekim Nisa Suresi 58. Ayette ‘Şüphesiz Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor’ buyurmaktadır.”

“Sözlerimi Necip Fazıl’ın bir bendi ile bitirmek istiyorum.

Mehmed’im sevinin başlar yüksekte,

Ölsek de sevinin eve dönsek de,

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte,

Yarın elbet bizim elbet bizimdir,

Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.”

2 sayfalık konuşma metninden konuşturulmamaya sebep olan bölümleri aldım. İşte bu cümleler sebebiyle gencimiz birincilikle bitirdiği fakülte de konuşturulmadı.

Ne demiş Muhammed Emin Ay?

Konuşmasına besmele ile başlamış. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bir cümlesine yer vermiş. 28 Şubat sürecinde annesinin çarşafından dolayı İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi son sınıfında iken okuldan atıldığını hatırlatarak konuşmasını annesine ithaf ettiğini belirtmiş. Bir ayete yer vermiş ve üstad Necip Fazıl’ın şiirinden bir bölümle konuşmasına son vermiş.

Bütün bunlar konuşmanın yaptırılmamasına sebep olabilir mi? Bu nasıl bir anlayıştır? Bu nasıl bir yobazlıktır? Konuşma metninde geçen bu cümleler yasak da bizim mi haberimiz yok?

Fakülteyi birincilik gibi büyük bir başarıyla bitiren bir gencimizin düşüncelerini söylemesine engel olmak çağdışılıktır, yobazlıktır. Bu zorbalığın hakkın, hukukun üstün olduğu öğretilen Hukuk Fakültesinde olması ve her yıl konuşturulan fakülte birincisinin bu yıl konuşturulmaması ayrı bir garabettir.

Bu ülkede 28 Şubat döneminde diploma törenlerinde öğrencilerimizin başörtülerinin başlarından çekilip atıldığı, öğrencilerin zorla sahneden indirildiği günleri gördük. O günler geride kalmıştı. Bu ne şimdi? 28 Şubat zihniyetinin sona erdiğini düşünüyorduk. Demek ki o zorba zihniyet tam bitmemiş.

Konuşma metninde hakaret yok, küfür yok,  aşağılama yok, hiç kimseyi hakir görme yok. Erbakan’ın isminin geçmesi siyasi olarak değerlendirilemez. Prof. Dr. Necmettin Erbakan ülkemizin çok önemli bir ilim adamıdır. Erbakan, İTÜ’den birincilikle mezun olan ve Türkiye'de ilk yerli motoru üreten yerli, milli bir beyindir.

Ayrıca 28 Şubat dönemindeki başörtüsü zulmünü dile getirmek asla siyaset değildir. Annesinin aynı üniversiteden atıldığını dile getirmesi kadar doğal bir davranış olamaz. O dönemde 28 Şubat zulmünden etkilenmeyen bir aile var mıdır acaba? O dönem unutulamayan ve her platformda dile getirilmesi gereken çok büyük bir zulüm dönemidir. Annesinin aynı üniversitede gördüğü zulmü elbette dile getirmesi gerekirdi. 

Hak, hukuk ve adalet öğretilen Hukuk Fakültesi mezuniyetinde adaleti emreden bir ayetin okunmasının ne sakıncası olabilir? Ayetten rahatsız olmak İslâm düşmanlığının bir göstergesidir.

Aynı fakültede 2 yıl önce birinci olan PKK zihniyetli bir kişi tam 22 dakika konuşturulmuş. Konuşmasında devlet aleyhine cümleler sarf etmiş. Ona tahammül edenler, içinde İslâmî ve millî bir kaç cümle geçen konuşmaya tahammül edemediler. Yazıklar olsun.

Bu ülkede gerçek bir düşünce özgürlüğü varsa o konuşma yaptırılmalıydı. Rektörün gencimizi davet etmesi yetmez. Konuşmayı engelleyen Dekan derhal görevden alınmalıdır. Her şeyden önce düşünce özgürlüğüne büyük bir darbe vurulmuştur. 28 Şubat kalıntıları temizlenmelidir. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.