İklim değişikliği gündemden düşmeyen bir gerçektir. İklim değişikliğinin etkileri yıllar itibariyle hızla artmaktadır. Yaşamakta olduğumuz bu yıl ve günlerde de bunu görmekteyiz, haberlerde mart karlarının Konya’da da görüleceği belirtilmektedir. İklim değişikliğinin etkisiyle sel, kuraklık, fırtına gibi ekstrem hava olayları yirmi birinci yüzyılın başından itibaren daha sık ve şiddetli gerçekleşmektedir. Bu meteorolojik olaylar bazı ülkelerde mal ve can kayıplarına da yol açmaktadır. İklim değişiklikleri dünyada ortalama yüzey sıcaklığında artış, yağışlarda azalma, aşırı sıcak günler, mevsimlerde kaymalar gibi değişmeler tüm sektörleri ve en fazla da tarım sektörünü etkilemektedir. Özellikle bu etkiler su kıtlığına, ekolojik dengelerin değişmesine yol açtığından hem bitkisel üretim hem de hayvansal üretim etkilenmektedir. Bu etkilere dirençli olmak ve aynı zamanda bu etkilere neden olan sebepleri azaltmak için hep birlikte çaba gösterilmelidir.

Her canlının bir yaşama ekolojisi vardır. Evcilleştirilen hayvanlardan faydalanan insanların yetiştirmekte olduğu hayvan cinsine göre isteklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Hayvan refahının üst düzeyde sağlanması halinde verimlilik de arttığı için uygun ortam sağlanmalıdır. Hayvansal üretim; sıcaklığın artması ve nemin değişkenliği gibi faktörler hayvanların çevresel stres faktörlerini artırmaktadır. Hayvancılıkta yetiştirilmekte olan hayvanın isteklerinin karşılanması ve hayvan refahının sağlanması için daha fazla harcama yapılacağından üretilen ürünün maliyeti yükselecektir. İklim değişikliğine bağlı olarak beslenme, üreme, sağlığında bozulma, davranışlarında değişiklikler, et, süt gibi ürünlerinde verim ve kalite de değişmeler görülmektedir. Bütün bu değişmeler işletmede ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Yapılan birçok araştırma iklim değişikliğinin bitkisel üretimde yaşanan verim kayıpları gibi hayvansal üretimde azalmaları ve ekonomik kayıpları ortaya koymaktadır.

Tarımsal üretimde meydan gelen kayıplar piyasalara tarım ürünlerinin arzını etkilemekte ve piyasada fiyat artışına neden olmaktadır. İleri ki yıllarda bazı ürünlere ulaşmada zorluklarla da karşılaşılacağı tahmin edilmektedir. Böyle bir durumda ülke içinde üretilmeyen ürünler ithal yoluyla ülkeye getirileceğinden yurt dışına döviz ödemek zorunda kalınacaktır.

Yurdumuzda evcil hayvanların beslenmesinde kullanılan kaba yemin önemli bir kısmı doğal çayır ve mera alanlarından karşılanmaktadır. Bu yem alanları, çevre, toprak ve insan sağlığına olan yararları yanında hayvancılık için önemi bir yem kaynağı durumundadır. Çayır meralar birçok canlı türü için beslenme ve yaşama ortamıdır. Çayır meralar toprağın oluşumu yanında bitki besin maddelerinin kaynağını teşkil etmekte, erozyon kontrolü ve toprak ıslahında, hatta geçici meralar ekim nöbetinde yer alarak toprak verimliliğini arttırmaktadırlar.

Artan ülke nüfusa bağlı olarak kullanım özelliği farklılaşan meralardan dolayı mera alanlarında azalmıştır. Mera alanlarında mera amenajman kurallarına uygun olmayan kullanım sonucu bitki örtüsünde önemli değişiklikler görülmektedir. 1998 yılında yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera kanununda yetki Tarım ve Orman Bakanlığına verilmiş ve meraların tek elden idare edilme imkânı sağlanmıştır. Mera kanunuyla idareci ve kullanıcılara da bazı yükümlülükler getirilmiş olmasına rağmen meralarda istenilene henüz ulaşılamamıştır. Hem kullanımdaki hatalar ve bunun üzerine iklim değişikliği etkileri de eklenince çok yerde meranın işlevi kaybolmaya yönelmiştir. Hâlbuki çayır ve meraların birçok faydası yanında hayvancılıkta girdilerde %65-75 arasında değişen oranda yer alan yemin en ucuz temin edildiği kaynaklardır.

İklim Değişikliği 2000’li yılların başından itibaren küresel, bölgesel ve yerel ölçekte etkisini artırmakta, beklenen etkiler daha erken ve şiddetli gerçekleşmektedir. Tarım sektörü iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektördür. Türkiye ve özellikle Konya ilimiz yarı kurak bir bölgede bulunması nedeniyle iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu nedenle ülke ve il olarak bu tehlikeye karşı gerekli önlemler alınmalı ve gelişmelere uygun tarımsal faaliyetler sürdürülmelidir. İklim değişikliği ile ortaya çıkacak bu olumsuz etkileri azaltmak için, tarım sektörünün iklim değişikliğine daha dirençli olabilmesi gerekmektedir.

Mevcut toprak ve su kaynaklarının, biyoçeşitliliğin korunarak gelecek nesillere aktarılabilmesine, üretim yapısının fazla etkilenmeden bölge için uygun hayvan tür, ırklarının yetiştirilmesi için “hayvansal üretim planlaması” yapılarak desteklenmelidir.

Hayvancılık organize Bölgelerinde kurulan işletmelerde sadece ahır, ağıl gibi yapılar için arazi verilmesi yerine işletme içinde hayvanların kaba yem ihtiyacını karşılayacak işletme büyüklüğü de dikkate alınarak arazi tahsisi yapılmalıdır. İşletmeler belirli oranda yemlerini karşılayabildikleri gibi atıklarını değerlendirecek tesisleri de (Biyogaz tesisi gibi) kurmalıdır.

Çevre ve mevcut ekosistem korunmalı ve buna uygun üretim yapılmalıdır. Biyolojik zenginlik arazilerin farklı amaçlarla kullanılarak yok edilmemelidir. Su tasarruflu kullanılmalı, yağış suları toplanılmalı ve atık sular arıtılarak kullanılmalıdır.

İklim değişikliğine uyum sağlama amacıyla yapılan çalışma sonuçları kısa zamanda üreticilere aktarılarak üretici bilinçlendirilmelidir.

Çevre dostu olan ve iklim değişikliğine uyumu sağlayan üretim modelleri ne kadar hızlı yaygınlaştırılır ise etkilenme oranı o kadar azalacaktır.  O nedenle çevre dostu üretim modelleri tarımda uygulanmalı ve ağaçlandırma faaliyetleri hızlandırılmalıdır.

İklim değişikliği ile ilgili yapılan araştırmalara göre tarım sektörünün her yönüyle etkileneceği tahmin edildiğinden ihraç ettiğimiz ürünlerin azalacağı ve buna bağlı olarak da ithalatın artacağı tahmin edilmektedir. Bu tahminlerin gerçekleşmesi halinde bazı olumsuz etkileri yanında toplumda yetersiz beslenme ve gıdaya erişiminde güçlüklerle karşılaşılacağından gıda güvenliği problemi de yaşanacaktır. Bu olumsuzlukların yaşanmaması için idare edenler, üreticiler ve toplum olarak çevre tarımın sürdürülebilirliği için gerekenler yapılmalı ve hep birlikte katkı sağlamalıyız.