Özellikle pandemiden sonra toplumu bir konu ikiye ayırdı: Başıboş sokak köpekleri…

Son yıllarda neredeyse her gün, “başıboş sokak köpeklerinin saldırısına uğradı, ağır ayarlandı, hayatını kaybetti” gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz.

Genellikle sürü halinde dolaşan başıboş sokak köpekleri, özellikle sabahları erken saatlerde okula giden küçük çocuklar için bir tehdit unsuru haline geldi.

Bu noktada bazı kesim başıboş sokak köpeklerinin uyutulmasını isterken, hayvanseverler buna karşı çıkıyor, sokak hayvanlarının uyutulması hakkında sunulan yeni yasa teklifine tepki gösteriyorlar.

Uzmanlar bunun pandemiyle birlikte başladığını söylüyor. Çünkü pandemi zamanında herkes evindeydi ve sokaklar bomboştu.

Hayvanlar da uzun bir süre caddeleri, yolları, sokakları benimsediler ve bizleri tekrardan görünce saldırganlaşmaya başladılar.

Bu noktada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı sokak köpekleriyle ilgili çalışmalarını tamamladı.

Başıboş sokak köpeklerine yönelik düzenlemeleri içeren sokak hayvanları kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) iletildi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hayvan hakları ile ilgili taslak metin Meclis’e ulaştı, tartışılacak" açıklamasında bulunmuştu.

Taslağa göre barınak sayısı artırılacak, belediyelerin yaptığı uygulamalar denetlenecek. Kısırlaştırma programları da ülke geneline yayılacak.

Öte yandan hayvanları koruma noktasındaki kararlılıklarını sürdürdüklerini söyleyen Tunç, "Hem hayvanlarımızı koruyalım hem insan sağlığını tehdit edecek durumları kaldırmak lazım." şeklinde konuşmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Mevzuatta yapacağımız değişiklikle, biz, sahipsiz köpeklerin sahiplenilmesini amaçlıyoruz. Bu değişiklikteki yegane hedefimiz budur.

Hazırlıkları devam eden kanun teklifiyle köpek bakımevi olmayan yerlerde, hemen bakımevleri kurulacak.

Sahipsiz hayvanlar bu bakımevlerinde tutulacak. Ayrıca sahiplenilmeleri için kampanyalar yapılacak.

Sahiplenilen hayvanlar kısırlaştırılacak, aşılanacak ve çip takılarak sahibine teslim edilecek, bundan sonra da çok sıkı takip edilecek.

Biz istiyoruz ki, barınaklara alınan tüm hayvanlar sahiplenilsin. Özellikle hayvan severlerimizin bu süreçte, barınaklardaki köpekleri sahiplenmek suretiyle daha fazla sorumluluk alacaklarına inanıyoruz.

Aynı şekilde belediyelerin, kanunun kendilerine yüklediği görevleri en güzel şekilde yerine getirerek, sürece olumlu katkı sağlamasını bekliyoruz.

Eğer bunu başarabilirsek, bir sonraki adıma da ihtiyaç kalmayacağını düşünüyoruz. Böylece, bu önemli sorunu hep birlikte, en geniş mutabakatla, milletimizin arzu ve beklentileri yönünde çözmüş olacağız." ifadelerini kullanmıştı.

Vatandaşlar da başıboş sokak köpekleri noktasında, özellikle çocukları olanlar, oldukça endişeli.

Konuyla ilgili korkularını dile getiren vatandaşlar ise şunları söylüyor: “Bizler hayvanlar ölsün demiyoruz.

Ama bizim çocuklarımız da ölmesin. Daha ne kadar insanın hayatını kaybetmesi gerekiyor önlem almak için anlamıyoruz. Özellikle kış aylarında sabahları işe veya okula giderken yolumuzu başıboş sokak köpekleri yüzünden uzatmak zorunda kalıyoruz.

Bizler artık canımızın tehlikede olmasını istemiyoruz. Sokak köpekleri zararsız, onlara bir şey yapmazsanız saldırmaz diyen kesimler belli ki hiç köpek saldırısına uğramamış.

Çünkü sokak köpekleri durup dururken üstünüze doğru koşabiliyor. Artık gereken en doğru şey yapılmalı. Bizler kendi mahallemizde sığıntı gibiyiz.” Bana kalırsa da gereken en doğru şey yapılmalı. Tabi ki hayvanların zarar görmesini kimse istemez. Ancak bu sebepten dolayı daha fazla insan artık zarar görmemeli. Bir şeyler yapılmalı. Gerçi bu konu hakkında ‘çoktan’ harekete geçilmeliydi. Ama bizim ülkemizde çok fazla insan zarar gördükten sonra harekete geçmek bir huy olmuş