8 Haziran 2024 Cumartesi günü Çumra’da beton mikserin kullandığı aracın üzerine devrilmesi sonucunda hayatını kaybeden Çumra Devlet Hastanesi personellerinden merhum Osman Aksoy’u oğlu Yusuf Aksoy, Konya Yenigün Gazetesine anlattı. Babasının 26 yıl Çumra Devlet Hastanesinde görev yaptığını ve işinde titiz ve düzenli olduğunu ifade eden Aksoy, babasının vefatının ardından koca bir özlemin düştüğünü ifade etti.
‘KUL HAKKINA DİKKAT EDERDİ’
Merhum Osman Aksoy’un ömrü boyunca kul hakkına dikkat ettiğini ifade eden oğlu Yusuf Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü, “Babamız 26 yıl Çumra Devlet Hastanesi'nde çalıştı. Her işinde o kadar titiz o kadar düzenliydi ki dört dörtlük olsun isterdi. Mesaisi başlamadan herkesten önce gider mesai bitiminde ise yine en son o çıkardı. Baba bu kadar yorma kendini derdik. Olmaz öyle şey tek bir lokma dahi olsa haram geçmesin boğazımızdan derdi. Benim hakkım geçsin ama kimsenin hakkı bana geçmesin derdi. Çok temizdi. Annem ne kadar ısrar ederse etsin ne çocuklarına ne anneme kıyamaz işe girerken çoğu zaman kahvaltısını kendi hazırlamak ister ve geride kirli bir çay bardağı bile bırakmazdı tezgâhın üstünde.” İfadelerini kullandı.
‘MERHAMET SAHİBİ BİR İNSANDI’
Merhum Osman Aksoy’un annelerine ve kendilerine karşı çok merhametli bir isim olduğunu ifade eden Aksoy, babasının en büyük hayalinin hacca gitmek olduğunu hac hayalini kendisi adına tamamlamak istediklerini belirterek, “ Gelmeyene de gider aramayanı da arardı. Kırgınlıkları devam ettirmek istemezdi. Evlatlarına eşine karşı çok merhametliydi. Kızmaz, kırmaz, küsmez bir babanın yapacağı tüm fedakarlığı fazlasıyla yapardı. İki evladını da okuturken tüm imkanlarını kullandı, fazladan çalıştı, ihtiyaçlarını erteledi hep çocuklarını önceledi. Sadece maddi ihtiyaçları karşılamaktan ziyade yeri geldi birebir ilgilendi, dinledi, sordu, teselli etti, cesaretlendirdi. Birimiz öğretmen birimiz imam olduğunda gözlerinin içi gururla mutlulukla parlamıştı. Biz babamızdan razıydık çok güzel günlerimiz, anılarımız oldu. Artık bize düşen ona layık birer insan olabilmek ve geride bıraktığı güzel işleri devam ettirebilmek, hayalî olan hac görevini onun adına tamamlamak olacak Ve tabiki koca bir özlem düştü payımıza.”
