Ülkemiz maalesef zorlu bir süreçten geçiyor. Ekonomik anlamda gerçekten zor bir süreç.

Enflasyon istenmeyen noktalara geldi.

Enflasyonun nasıl bu şekilde yükseldiğini rakamlarla veya ekonomik terimlerle anlatacak değilim.

Ancak şunu biliyorum ki; enflasyon konusunda hükümet ne kadar suçluysa vatandaş da o kadar suçlu!

Hükümetin ekonomide uyguladığı seçim politikası, geçmişte yapılan hatalar, bir gün karşımıza enflasyon olarak çıkacaktı ve çıktı da…

Fahiş fiyatlara karşı yeterli tedbirlerin alınmaması, alınan kararların arkasında durulmaması hükümet kanadının en büyük eksikleri oldu. Örneğin; kiralara yüzde 25’in üstünde zam yapılmaması kararı alındı ancak kimse buna uymadığı gibi devlet de bu konuda aldığı kararın arkasında durmadı.

Maalesef ülkemiz alınan kararların uygulanamadığı bir ülke haline geldi…

Bu durum herkesin kafasına göre zam yapmasını beraberinde getirdi.

İşte vatandaşın suçu da burada ortaya çıktı…

Vatandaş süreci kendi lehine kullanarak adeta “Mal bulmuş mağribi gibi” gerekçesiz ve açıklanamayan zamlar yaptı.

Gıda fiyatları ortada…

Kira fiyatları ortada…

Otomobil fiyatları ortada…

Önceden kiralara yüzde 10 zam bile çok görülürdü, bugün her yıl yüzde 300 zammı ev sahipleri az görüyor!

Çiftçi tarlasından ürünü sattığı fiyatla “kazanamıyorum” derken, satılan bir ürünün tarla fiyatı vatandaşa gelene kadar yüzde 500-600 oranında artıyor! Sonra bakıyorsunuz; çiftçi “kazanmıyorum” diyor, aracı “kazanmıyorum” diyor, marketler “kazanmıyorum” diyor, vatandaş zaten kaybediyor! Ee kim kazanıyor arkadaş? Burada sanırım olan çiftçi ve vatandaşa oluyor. Arada kimlerin kazandığı ise vatandaşımızın takdirindedir…

Kazanan bu kesime de sorsanız “maliyet arttı” bahanesi hazır… Zamlara bakıyorsunuz maliyet artışının kat be kat üstünde! Eee hani maliyete göre zam?

Bir de zaten bizim ticaret anlayışımız çok değişti. Önceden yüzde 10-20 kâr konularak satılan ürünler bugün yüzde 50 kârın altında satılmaz oldu…

Böyle bir kârlılık anlayışı yok, olamaz!

Zaten maliyet hesaplarımızda da büyük değişiklikler ve yanlışlıklar var.

Örneğin; Adam yağ somunu satıyor, unun çuvalına yüzde 20 zam geldi, mayaya yüzde 20 zam geldi, kiraya yüzde 20 zam geldi, personel giderine yüzde 20 zam geldi toplam ne oldu? Yüzde 80. Adam yağ somununun birim fiyatına direkt yüzde 80 zam yapıyor! Sonra maliyetler arttı oluyor! Böyle bir maliyet hesabı mantığı ortaya çıkarsa, devlet de bunu denetlemezse, enflasyon yüzde 100 de olur yüzde 300 de olur…

Geçtiğimiz aylarda yumurtanın kolisi 120 TL’ye kadar çıktı.

Sonra biranda fiyatlar 70-80 TL’ye kadar düştü… Sebep? İhracat kısıtlandı… Yahu madem bu millet 70-80 TL’ye yumurta yiyebiliyordu da 120 TL’ye yumurtayı neden yedirdiniz? Günlerce, aylarca kim kazandı bu işten?

Şimdi tüm bunları etliekmek örneğiyle daha da açacağım;

Malum Konya’da ekmeğe ve etliekmeğe zam geldi.

 

180 gram etliekmek ve pide hamurunun fiyatı gelen zamla birlikte 15 liraya yükseldi. Tek etliekmeğin fiyatı ise 220 lira oldu.

Ekmek ise 7 TL’den 9 TL’ye çıktı. Şimdi bizim Konyalı söz konusu etliekmek olunca tepki üstüne tepki gösteriyor…Arkadaş; tamam haklısınız, böyle bir zam ve fiyat olmaz. Ancak 2 yıldır herkesin yaptığı yüzde 200-300’lü zamlara neden kimse ses çıkarmadı? Evindeki kiracısına 2 senede yüzde 500 zam yapan adam bugün etliekmek zammına tepki gösteriyor!

Hadi oradan! Bu kadar bencillik, riyakarlık olmaz…

Adam devletin koyduğu kurala uymuyor, orada vicdanı sızlamadan yüzdeler havada uçuşuyor, etliekmek zammına gelince vicdandan, ahlaktan bahsediyor!

Yok böyle bir dünya. Böyle bir dünya varsa da böyle bir ahiret yok! Onu bilin…

Sonra bunu yapanlar oturduğu yerden hükümeti eleştiriyor, bilmem ne…Ulen bu ortamdan en çok kazanan yine sizin gibiler! Kaybeden kim? Her zaman olduğu gibi gariban vatandaş… Kendinize gelin beyler! Bu enflasyonu hükümetin yanlış politikalarıyla birlikte siz oluşturdunuz! Kimse kusura bakmasın!

Yeniden etliekmeğe dönersek…

Evet etliekmek fiyatlarını diğer fiyatlar gibi ben de eleştiriyorum. Neden?

Konya’nın önemli bir markası var; Ekrem Coşkun. Bu markamız etliekmeği 75 TL’den satıyor, diğer yerlerde etliekmek 220 TL. Aradaki fark ve matematik ortada… Ee, bu adam zararına mı yapıyor bu işi? Zararına satsa şimdiye kadar bu marka çoktan batmaz mıydı? Tam tersine adam işini hem iyi yapıyor hem de hala büyüyor, yeni şubeler açıyor… Arkadaş, şimdi Ekrem Coşkun 75 TL’ye sattığı etliekmekten para kazanıyorsa, 220 TL’den satanların kazandığı ne? Böyle bir kârlılık da yok, para da yok!

Etliekmeğe zam yapan da yukarda bahsettiğim anlayışla etliekmek zammını eleştiren de “Takkasını önüne koysun” düşünsün! Herkes birbirini suçluyor ama kimse “Ben ne yapıyorum?” demiyor. Bu kafayla devam edersek ne enflasyon biter ne de ekonomi düzelir…

Bu arada; Ekrem Coşkun’u da bu politikasından dolayı kutluyorum. Bu dönemde ortaya koyduğu ahlaki ve etik ticaret anlayışı gerçekten çok kıymetli…

BAYRAM EN ÇOK KONYA’YA YAKIŞIYOR

Zaman hızlı geçiyor. Bir Kurban Bayramı’na daha eriştik, çok şükür…Bayramlar insanların kavuşmasına, birlikteliğinin perçinlenmesine önemli bir vesile. Her ne kadar son yıllarda bayramların ruhu yok olmaya başlamışsa da, Konya’mız bu konuda hala yok olmuş değil. Hısım akraba, konu komşu ziyaretleriyle, dede-torun buluşmasıyla, küslerin barışmasıyla, kırgınlıkların son bulmasıyla, birlikteliklerin güzel örnekleriyle Konya’mız hala bayramların ruhunu koruyabilen bir şehir. Umut ediyorum bu ruh ve heyecanı geleceğe taşıyabiliriz. Zor gibi görünüyor ama Konya’nın kökleri bu zorluğun üstesinden gelecektir. Ümitvarız…İyi bayramlar. Sevgi ve saygılarımla.