YENİGÜN ÖZEL

Çocuğunu sosyal mecrada paylaşma!’

Sosyal medyada çocukların paylaşılarak kimi zaman ise teşhir edilmesine karşın konuşan Psikolog Elmas Merve Malas, kart ya da kimlik bilgilerinin paylaşılmadığı bir mecrada çocukların da paylaşılmaması gerektiğini söyledi

Abone Ol

İnternetin daha ulaşılabilir olmasıyla birlikte yaş fark etmeksizin herkes tarafında kullanım oranı da arttı. Sosyal medyanın daha görünür hale gelmesi ve sıklıkla yapılan paylaşım ya da kullanımı ise bağımlılığı da beraberinde getirdi. Uzmanlar, ‘sosyal mecralarda ya da teknolojik aletlerle geçirilen zamanın kontrol edilememesi’ olarak gördükleri bağımlılık çeşitlerinin getirdiği zararların yanı sıra bilinçsiz davranışların çocuklara da zararlar verebileceğini söylüyor. Çocukların sosyal mecrada yer almasının doğruluğuyla ilgili konuşan Klinik Psikolog Elmas Merve Malas, çocuklara koyulan sınırların, internetin sınırsız imkanlarında kaybolduğuna dikkat çekti.

‘EVE GELEN MİSAFİRE EVİN HER YERİNİ GÖSTERMEYİZ’

Sosyal medyanın etkilerini en aza indirmenin kişinin iradesiyle mümkün olacağına işaret eden Malas, belirli aralıklarla yapılan sosyal medya detoksunun etkili olacağını söyledi. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerin ulaştığı kişileri eve gelen misafire benzeten Malas, “Evimize gelen her misafire gezdiğimiz yerleri ve yediğimiz gıdaları göstermeyiz. Eğer bunu yapsaydık bu garip bir durum olarak algılanırdı. Ancak sosyal medya da herkesin bu gibi paylaşımlar yapması bu durumun normal olduğunu göstermez. Bir kişinin kendisine ait özelliklerini, iyi ya da kötü yönlerini, sevinç, mutluluk ve üzüntülerini, duygu ve düşüncelerini, arzu istek ve beklentilerini, yetenek ve becerilerini kendince en uygun kişi veya kişilerle, sözel veya sözel olmayan yollarla paylaşmak istemesi psikolojik olarak kendini açma ihtiyacıdır. Ancak bu kendini açma ihtiyacı rasgele ve gelişigüzel bir şekilde olursa kişilerin küçük düşmesine, önemsenmeme hissi yaşamalarına yol açabilir ve kişinin kendini açma eyleminden vazgeçmesine neden olabilir.”

ANLIK DUYGUYLA PAYLAŞTIĞINIZ BİR PAYLAŞIM BAŞINIZA DERT OLABİLİR

Özel hayata dair her şeyin sosyal medyada paylaşılmasının zamanla ‘teşhirciliğe’ dönüşebileceği hususunda uyaran Malas, diğer insanlar göz önünde bulundurulmadan yapılan bu paylaşımlar sonucu kişinin belli bir süre sonra dışlanma ve alaya alınma riskiyle de karşılaşabileceğine işaret etti. Düşünülmeden ve anlık olarak yapılan paylaşımların aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Malas, “Kişinin kendisine ait özelliklerini, iyi ya da kötü yönlerini, sevinç, mutluluk ve üzüntülerini, duygu ve düşüncelerini, arzu istek ve beklentilerini, yetenek ve becerilerini herkesle paylaşması diğer kişilerin sınırlarına girme riskini ortaya çıkarmaktadır. Özel paylaşımlar daha sonra ortaya çıkabilecek tehdit durumları için bir koza dönüşebilir. Bir anlık duygusal bir yoğunluktan dolayı paylaşılan bir şey daha sonra istemediğiniz kişiler tarafından karşınıza çıkan tatsız bir olay olabilir.” diye konuştu.

‘SOSYAL MEDYADA NEDEN RAHATSIZ OLMUYORUZ?’

Günlük hayatta samimiyete göre insanlar arasında bir mesafenin belirlenebileceğini söyleyen Malas, sosyal medyada ise mahrem alana karşı kişiye göre sınırın belirlenemediğine dikkat çekti. İnsanların psikolojik korunma sınırı olduğunun altını çizerek bu mesafenin aşılmasının verdiği rahatsızlığın sosyal medyada neden olmadığı sorusunu yönelten Malas,Mahrem alana sadece özel duygusal ilişkimiz olan insanları alırız. Bu kimselerin dışında herhangi bir kişinin bu mesafeyi aşması bizde rahatsızlık yaratır. Asansörde, toplu taşıma araçlarında hissettiğimiz sıkıntı, huzursuzluk duyguları mahrem alanımızın içine tanımadığımız kişilerin girmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Tanımadığımız veya sevmediğimiz biriyle aramıza koyduğu mekansal boşluk sevdiğimiz birine oranla daha fazla olmaktadır. Kişinin diğer insanlarla arasına koyduğu uzaklık, onlara karşı olan duyguları ile ilgilidir. Yüz yüze ilişkilerimizde bu mesafelere dikkat ederken sosyal medya da bu mahrem alanı ne kadar belirleyebiliyoruz?” diye konuştu.

‘EKSİKLİKLER, ÇOCUĞU SOSYAL MEDYAYA İTEBİLİR!’

Çocukların sosyal medya kullanımına sınır getirilirken, çocuğunu sosyal medyada paylaşan aileler, çocuklarını istemeden de olsa farklı zihniyetlerin kurbanı edebiliyor ya da çocuklar, ‘akım’ adı altında çektikleri videolarla yaşlarından farklı bir görünüme sahip olup farklı karakterlere bürünebiliyor. Çocukların girişimci ve yenilikçi davranışlarının belli sınırlar içinde desteklenmesi gerektiğini belirten Malas, internetteki sınırsızlığa nasıl sınır koyulabileceği konusunun da oldukça zor olduğunu vurguladı. Çocuğunu korumakla mükellef olan ailelerin sosyal medya kullanımında çocuğunu koruyamayabileceğini ifade eden Malas, çocuğun birtakım eksikleri dolayısıyla sosyal medyaya yönelebileceğini de vurgulayarak şunları söyledi: “Evde yeteri kadar ilgi ve değer gören çocuklar sosyal medya gibi mecralarda onay ve kabul aramazlar. Çocukların ve ergenlerin sosyal olma popüler olma isteklerini daha etkili olacak aktivitelere yönlendirmek gerekir. Resim ve müzik gibi yeteneklerini başkaları ile paylaşmaları yönünde cesaretlendirme yapılabilir.”

‘ÇOCUK HAKLARI KONUSUNDA KATI KURALLAR GETİRİLMELİ’

Psikolog Malas, kredi ya da kimlik kartlarının özel olduğu ve paylaşılmadığı bir mecrada çocukların paylaşılmasının da büyük risk taşıdığını ifade ederek birtakım maddi hedeflerle çıkılan yolda istismarın önünün açıldığına dikkat çekti. Bu kapsamda ailenin ya da çocuğun kendini paylaşmasının doğru olmadığını aktaran Malas, Fransa hükumeti tarafından çocuklarını sosyal medyada paylaşan ebeveynlerle ilgili katı kurallar getirdiğini söyleyerek çocuk hakları konusunda Türkiye’de de buna benzer adımların atılması gerektiğini sözlerinde belirtti.

BİLİNÇLİ NESİL İÇİN BİLİNÇLİ AİLE!

Sosyal medya kullanımında bilinçli ve kendini koruyabilen nesillerin yetişmesi adına örnek olacak ilk kişilerin yine ebeveynler olduğuna dikkat çeken Malas, çocuklara sosyal medyanın avantajları, dezavantajları, gizlilik, dijital ayak izi, siber zorbalık ve çevrimiçi güvenlik gibi kavramlar hakkında bilgi vermek gerektiğini söyledi. Çocukların bilinçli nesillere dönüşmesinde farklı tavsiyelerde de bulunan Malas, “Pozitif İçerikler Paylaşın: Olumlu, yapıcı ve güvenli içerikler paylaşarak çocuklarınıza iyi örnek olun. Negatif, yanıltıcı veya zarar verici içeriklerden uzak durun. Bilgilendirin: Çocuklarınıza sosyal medyanın avantajları ve dezavantajları hakkında bilgi verin. Gizlilik, dijital ayak izi, siber zorbalık ve çevrimiçi güvenlik konularında onları eğitin. Çocuklarınıza internette karşılaştıkları bilgileri sorgulamalarını ve eleştirel düşünmelerini öğretin. Her bilginin doğru olmadığını, güvenilir kaynakları ayırt edebilmeleri gerektiğini anlatın. Ailecek düzenli olarak teknoloji detoksları yapın. Belirli zaman dilimlerinde tüm elektronik cihazlardan uzak durarak birlikte kaliteli zaman geçirin. Bu, çocuklarınıza sosyal medyadan bağımsız olarak da keyifli vakit geçirilebileceğini gösterir.” şeklinde sözlerini tamamladı.