Mezun olmanın gururunu yaşayan birçok gencin yanı sıra üniversite eğitimini acı ve zorlu koşullarda yaşayan birçok kişi de okulların kapanmasıyla birlikte diplomalarını almanın heyecanını yaşadı. Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi öğrencilerinden biri olan 28 yaşındaki anne Kader Tokgöz de kızıyla birlikte o heyecanı yaşayanlardan biri oldu. Perşembe günü KTO Karatay Üniversitesi’nin yapmış olduğu törende yaklaşık bin 900 öğrencinin mezuniyet heyecanını yaşadığı törende temsili diplomasını alan Tokgöz, Filistin’i simgeleyen şalı ile ve kızıyla birlikte sahneye çıkarken hissettiklerini paylaştı. Törende Filistin’i hatırlatacak bir simge ile sahneye çıkan ilk kişi olması sebebiyle ilk olarak kendini yalnız hissettiğini belirten Tokgöz, sonrasında onlarca kişinin pankart, bayrak ve farklı belirtkelerle Gazze’yi hatırlamasının kendisi için ödül niteliğinde olduğunu ifade etti.

2 4 Kopya

İÇİNDEKİ OKUMA SEVGİSİ HİÇ BİTMEDİ

Ağrı’nın küçük bir köyünde doğan ve dönemin zorlu şartlarında lise tahsilini tamamlayan Tokgöz, içindeki okuma aşkının hala devam ettiğini bildirdi. Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde ilahiyat ön lisans programını tamamlamasının ardından 3 yıl Arapça eğitim aldığını söyleyen Tokgöz, evlendikten sonra da öğrenme arayışının devam ettiğini dile getirdi. Ön lisans programını Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde lisansa tamamlayan Tokgöz, sonrasında ise 2 aylık bebeğiyle birlikte yeni bir bölüm okumaya başladığını ifade etti. İçindeki okuma sevgisinin hiç bitmediğini ve öğrenmenin hayat boyu devam ettiğini her fırsatta dile getiren Tokgöz, ömrünün sonuna kadar kitaplardan ayrılmayacağını düşündüğü Arapça Mürtecim ve Tercümanlık bölümüne başladığını aktardı.

PANDEMİ SÜRECİ ONUN İÇİN BİR MUCİZE NİTELİĞİNDEYDİ!

2 aylık bebeğiyle başladığı yeni eğitim hayatında maruz kaldığı ekonomi, çevre, aile, kültürel baskı ve birçok sorunla başeden Tokgöz, karşılaştığı problemlerle ilgili şunları söyledi: “2 aylık bebeğimin verdiği sorumluluk, onun bana olan ihtiyacı ve benim okumaya olan ihtiyacım, bastıramadığım duygular, acılar ve travmalar arasında zorlu bir seçimle karşı karşıya kalmıştım. Tek bildiğim şey her ne olursa olsun okumalıydım. Zihnim ve yaşantım okumak ve öğrenmekle yenilenmeliydi. Her gün kitap okumadan uyumayan ben tam hayallerime kavuştuğum anda kaderin farklı bir cilvesiyle yüzleştim. Tabi ki kundaktaki bebeği bırakıp gidemezdim. Okulu dondurma kararı aldığım zaman pandemiden dolayı okulların online eğitime geçildiğini öğrendim ve o kadar çok mutlu oldum ki. Allah'ın verdiği bir mucize olduğunu gördüm ve 5 yıllık bir fakültenin 2 yılını pandemiyle ve yüksek bir dereceyle bitirdim.”

 

ZORLUKLARLA GEÇEN 5 YIL VE ARDINDAN GELEN BÖLÜM BİRİNCİLİĞİ!

Ehliyette yaş sınırı hayat kurtarır! Ehliyette yaş sınırı hayat kurtarır!

Eşinin işinden dolayı Konya merkeze 200 kilometre uzak bir yerde oturan Tokgöz, sonrasında ise eşinin merkeze 50 kilometre uzaklığındaki bir köy tayiniyle yüz yüze eğitime dahil olabildiğini ifade etti. Köyden merkeze gidip gelme konusunda da yaz- kış demeden tüm zorluklara katlanan Tokgöz, bu süreçte eşi ve kayınvalidesinin desteğini gördüğünü belirterek onlara da teşekkür etti. Bölüm birincisi olarak tamamladığı eğitimindeki zor şartları aktaran Tokgöz, “Günde 2 saatlik bir ders bile olsa gitmek zorunda kalıyordum ancak köy otobüsü ikindi vakti dönüyordu ve birçok saat beklemek zorunda kaldığım günler oldu. Köy otobüsünün verdiği zorluklardan hiç bahsetmiyorum bile; yazın sıcaklık, kışın soğukluk, çok kalabalık oluşu, arızalandığı için yolda kalışlarımız. Her şeye razıydım ve gönülden teslim olmuştum. Böylelikle 3 yılım daha geçti ve bölüm birincisi olarak okulumu tamamladım. Bunca zorluğun ardından bana ilahi bir hediye oldu, buna derinden inanıyorum.” şeklinde konuştu.

2 3 Kopya-2

BEBEĞİNİ UYUTUP DERS ÇALIŞTI!

Bu süreçte bebeğinin annesine olan maddi, manevi ve psikolojik ihtiyaçlarını gidermek amacıyla -yorgun olsa dahi- kızına zaman ayırdığını belirten Tokgöz, “Okuldan gelince ilk işim onunla oyun oynamak oluyordu. Ruhun da annesinin gidişinden dolayı bir yara oluşmaması için, fark edemediğim bir travma olmaması için okuldan sonraki çoğu vaktimi çok yorgun olsam da onunla geçiriyordum. Bu onu rahatlatıyordu ve bağımızı güçlendiriyordu. Onu uyuttuktan sonra geç saatlere kadar ders çalışıp sabah erken saatlerde okula gidiyordum.” dedi.

‘İLK ÇIKTIĞIMDA KENDİMİ YALNIZ HİSETTİM’

Mezuniyet töreninde sahneye Filistin’i temsil eden bir şalla çıkarak törende Gazze’yi ilk temsilen kişi olmanın da gururunu yaşayan Tokgöz, Müslüman ve insan olmanın gerekliliği olarak böyle bir sorumluluk üstlendiğini ifade etti. Aldığı alkışların yanı sıra rahatsız edici bakışlara da maruz kaldığını belirten Tokgöz, o an hissettikleriyle ilgili şunları söyledi: “Filistin’i simgeleyen bir şal ile çıkan ilk kişi ben olduğum için ve törenin başlangıcında bayrak, şal, pankart görmediğim için yalnız olduğumu zannettim. İnsanlardan bazılarının gururla bakışları bazılarının ise rahatsız edici bakışlarına maruz kaldım ama bu beni hiç etkilemedi ve tam tersi sahneye şalımla çıktığımda Filistin şalından dolayı uzun süren bir alkış ve tezahürat ile karşılaştım. Beni ödülden daha çok mutlu eden şey bu oldu. Benden sonra çıkanlar da Filistin şalları, bir kız arkadaşımızda Filistin bayrağı ve üzerinde ‘Gazze hariç her yer işgal altında’ yazılan pankartı gördüğümde çok mutlu oldum. En büyük temennim soykırımın ve katliamın bir an önce durdurulması ve insanların insan gibi yaşayabilmeleri için gasp edilen özgürlüklerinin geri verilmesidir.”

Muhabir: HACER CEYLAN