Çok sevdiğim iki insandan birisi dünya evine, birisi ise toprağa girdi…
Hayat böyle bir şey…
Cenaze evi, hüznün ve gözyaşının, düğün evi ise neşenin, mutluluğun ve sevginin doruğa çıkmasıdır…
Atalarımız, “ölü evinde ağlamasını, düğün evinde gülmesini bilmeli” demişler ya, son 3-4 gün içerisinde tam da böyle bir ruh halindeyim.
x
ŞAKALAKLARIN EN MUTLU GÜNÜ
Konya’da yaşıyorsanız, biraz sanayiyle, biraz siyasetle, biraz da sporla ilgileniyorsanız Yusuf Genç’i tanımamanız mümkün değil…
Ben kendisine “Konyaspor’un Sakıp Ağası” diye takılırdım, açıkçası hoşuna da giderdi…
Nereden bakılırsa bakılsın Yusuf Genç ile 25 yıla yakın bir  dostluğumuz var…
Aramızdaki ilişki, gazeteci-yönetici ilişkisinden daha çok abi-kardeş ilişkisi üzerine kurulu ve halen de devam ediyor…
Cuma günü yapılan nikah törenine katılamadım, çünkü Konya’da değildim…
Pazar günü tabi ki düğün yemeğine gittim…
Yusuf abiyle göz göze gelmesem biliyorum ki, kırılırdı bana…
“Hayırlı olsun abi” dediğimde kucaklaştık, bana “gözlerim seni arardı” deyince içim bir hoş oldu…
Harbiden duygulandırdı beni…
Cefasında can olduysam, sefasında da tad olmalıydım… 
Yusuf Genç dostum…
Dosttan da öte abim…
 “Dost” dediğin, “abi” dediğin insan candan olmalı…
Yusuf Genç öyle birisi benim için…
Görüşmesek de, sık sık bir araya gelmesek de, uzaktan da olsa birbirimizi yakından izleriz…
Anlayacağınız BBG evi gibiyiz…
Özetlersem; Yusuf abi benim için hem selamdır, hem de aleykümselamdır.

Mustafa Genç mi?
Yusuf Genç’in Fatih ve rahmetli Yaşar’dan sonra biricik evladı…
Aslan gibi…
Güzel yürekli bir kardeşimiz…
Hilmi Kulluk Başkanlığındaki Konyaspor yönetimiinde bir dönem birlikte çalıştık, birlikte deplasmanlara gittik, takım puan yaptıysa sevindik,  sıfır çektiyse üzüldük…
Mustafa da babası gibi, “telmaşa”dan değil, “çelik” gibi Konyasporlu…
Konyaspor hakkında ne kendisi kötü bir laf eder, ne de bir başkasına ettirir…
Bazıları gibi Konyaspor’a küfredip, kasap kedisi gibi kulübün etrafında dolaşanlardan değil…
İyi Konyasporlu anlayacağınız…
Mustafa’m da evlilik kervanına katıldı…
Yusuf abi ve Mücevher hanım da çok mutlular…
Nasıl olmasınlar ki, Mustafalarını muhteşem bir düğün töreniyle baş göz ettiler…
Anne ve baba için evlat başka bir şeydir…
Evladın ayağı taşa değse, anne-babanın yüreği kanarmış…
Yusuf abi mutlu, Mücevher hanım mutlu, Mustafa mutlu, gelinimiz Büşra hanım mutlu…
Anlayacağınız hem Genç ailesi, hem de Harmankaya ailesi mutlu…
“Genç”lere ne diyebilirim ki, “Allah mutlu etsin, bir yastıkta kocayın ve mutluluğunuz daim olsun” demekten başka.
x
NUSRET ABİYİ KAYBETTİK
Bir çoğumuz onu saha komiseri olarak bilirdik…
Yeni stadı gördü mü, görmedi mi bilmiyorum, ama eski stattaki bütün maçlarda saha komiseri olarak görev almışlığı vardır…
Konya İdmanyurdu’na vurgundu…
İki takımın birleşmesinden sonra sıkı bir Konyasporlu oldu…
Olaylı Tarsus İdmanyurdu maçının da saha komiseriydi ve görevini ihmal ettiği gerekçesiyle hapse bile atıldı…
Hem de haksız ve hukuksuz bir şekilde…
Oysa Nusret Ergül saha komiserliğinden çok daha fazlasıydı…
Bu ülkenin gelmiş geçmiş en iyi bisikletçilerinden birisiydi…
Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılan nadir pedallardan birisi olmakla beraber, şahsına münhasır renkli bir kişilikti Nusret abi…
Kaybettik…
Üzüldüm mü, hem de çok üzüldüm…
Başımız sağ olsun…
Mekanı Cennet, kabri nur olsun.