Bazı kalpler kırılmalı. Bu cümle size çok acımasızca gelebilir. Kim ister ki bir kalbin kırılmasını, bile isteye kalp kırmayı? Hele de sevdiği birinin… Ama bazen, en derin uykulardan uyanmak için o kırılmaya ihtiyacımız vardır. Uyanış dedim de..
Hepimiz hayatımız boyunca, ilişkilerimizde kırıldık, kırdık da. Ama bazı kırılmalar vardır ki, insana kendini öğretir, tokat gibi hem de. Belki de yıllardır sürdürdüğümüz yanlış bir ilişkiyi, değer vermeyen birini, kendimizden ödün verdiğimiz bir durumu fark etmemizi sağlar. Kırılmadıkça fark etmeyiz çünkü. Konfor alanlarımızın içinde, alışkanlıklarımızın rehavetinde yaşar gideriz.
Kalbin kırılması, bir uyanıştır. Bir insanın, bir ilişkinin ya da bir hayalin gerçekte ne olduğunu görmek için bazen o kalbin çatlaması gerekir. Kırılan yerden ışık sızar derler. İşte o ışık, bizim için bir aydınlanmadır. Aynı zamanda karşımızdaki için de. Gitmesi gerekenin gitmesine, kalması gerekenin değerinin bilinmesine neden olur.
Bizi değersiz hissettiren insanları hayatımızda tutmaya devam edersek, zamanla kendimizi de değersiz hissetmeye başlarız. Değersizlik duygusu derin bir çukur gibidir, çıkması zor karanlık. O yüzden bazı kalpler kırılmalı. Çünkü, en büyük iyilik kırılmaktan sonra gelir. Yeniden inşa etmek, yeniden benliğe kavuşmak daha güçlü olmak, daha derin daha anlamlı olmak, gerçek sevgiyi bulmak için…
Bazı kalplerin kırılması, bir kayıp değil kazançtır. Bir duvarın yıkılışı, yeni bir pencerenin açılışıdır. En sevdiğim sözlerden kapanan her kapının ardında daha güzel bir kapı vardır. Birinin gidişi, aslında özgürlüğün başlangıcıdır. Kendin olabilmenin hazzı. Zaman içinde, kırılmanın ardındaki anlamı kavradığımızda, hayatımızın yeniden şekillendiğini görürüz. Kırılmadan güçlenmek, mümkün mü? Her yara bir farkındalık . Her kırık, bizi bir adım daha ileriye taşır. Hayat bazen bu kırılmalarla fırlatıp atar bizi gitmemiz gereken yola.
İnsanlar genellikle kırılmayı bir zayıflık olarak görür. Oysa ki gerçek cesaret, kırılmaya rağmen devam edebilmektir. Her bitiş, yeni bir başlangıcın kapısını aralar. İnsan en çok acı çekerken büyür, en çok düştüğünde kendini bulur. Ayağa daha dik kalkar. İşte tam da bu yüzden, bazı kalpler kırılmalı. Çünkü bazen, yeniden doğmak için ölmek gerekir.
Unutmayın, her kırılma bir son değildir. Belki de yeniden başlamak için, daha iyi bir versiyonunla tanışmak için bir fırsattır. Kırılan her kalbin ardında yeni bir hikâye, yeni bir umut ve yeni bir başlangıç saklıdır.
Bazı kalpler kırılmalı, bazı kalpler büyük kırılmalı. Hadi dön bak kendine kaç kere kırıldığın yerden yeniden doğdun? Kaç kalbi kırmadığın için pişmansın.