Kanuni Sultan Süleyman
Neden büyük sultan idi
Yedi düvele meydan okudu
Osmanlı’ya otuz altı yıl hükmetti
Yaşı gelmişti kemâle
Dinlenmeye çekilmişti sarayda
Yılların yorgunluğu çökmüştü
Oturmuştu mübarek omuzlarına
Yine bir gün otururken sarayında
Muslihuddîn Efendi geldi ziyaretine
Durum arz edildi padişaha
Kabul edildi huzurgâhına
Padişahla sohbet hoştu
Uzunca konuşuldu
Gördüğü rüyayı anlattı
Padişaha müjdeyi verdi
Bu gece rüyamda
Resulûllah efendimizi gördüm
Emir buyurdu ki bize ;
“Süleyman’a bizden selam söyle
İslam düşmanlarına farz olan
Cihadı niçin bıraktı
Benim şefaatimden ümit bekler
Rızamı almak ister
İslam askerini hazır bulundurup
İslam düşmanlarını ihtar etsin
Uzak durmasın bundan “der
Resulûllahın mesajını iletir.
Padişah saygı ve hürmetle
Yerinden kalktı
Kalbi çarptı gözü yaşardı
Nimete şükür etti ağladı.
“Peygamberlerin sultanı buyuruyorlar
Takatsız güçsüz kölesine
İsmiyle zikr ediyor
Emir buyuruyorlar
Bu emre boyun eğerim
Bu emre itaat ederim
Bu emre canımı veririm
Bu emre binlerce hâmd ederim”
Gazaya gitmek emrolundu
Zigetvar seferine çıktı
Ordu cihad yoluna koyuldu
Kanuni Sultan Süleyman emre uydu
Bu emir onun başının tacı
Gönlünde açan baharı
Sevgilinin ismiyle çağırdığı
Kavuşmanın son durağı
Zigetvar’da Süleyman
Sevgiliye hasret
Aşık maşukuna kavuştu
Şehâdet mertebesi nasip oldu
Şehit olan Süleyman
Resulûllah efendimizin
Muhabbetine layık oldu
Emir ve şehitlikle muradına erdi
Oğlu Selim tahta geçti
Muslihuddîn Efendiye
Yanına 400 asker verdi
Kanuni Hz.lerini İstanbul’a gönderdi
Yaptığı her işte Allah rızasını güden
Hakka iman edip peygamber yolundan giden
Manevi emirlerle hareket edip fetihler yapan
Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı ‘yı şaha kaldıran…
Bu arada kendisinin de Peygamber sevgisini anlattığı naatı paylaşmak isterim .Ruhları şâd olsun, Resulûllah efendimize komşu olsunlar.Cenab-ı Hak bizleride şefaatlerinden mahrum bırakmasın .Rahmet , minnet ve hayranlıkla , Muhteşem Süleyman..!
Kanuni Sultan Süleyman'ın Peygamberimiz için yazdığı naat:
Nûr-ı âlemsin bugün hem dahî mahbûb-u Hudâ
Eyleme âşıkların bir lahza kapından cüdâ
Gitmesin nâm-ı şerîfin bu dilimden dem-be-dem
Dertli gönlüme devâdır cân bulur ondan safâ
Umarım her bir adın başka şefâ'at eyleye
Ahmed ü Mahmûd Ebü'l-Kâsım Muhammed Mustafâ
Çünki denildi ona 'Ve'ş-Şems' dahi 'Ve'd-Duhâ'
Rûyuna alnına mihr ü mâhı benzetsem n'ola
Bu libâs u hây hûy u tantana nedir dilâ
Eğnine hil'at yeterken bir palâs u bir abâ
Cürm ü isyânım bir birundur gerçi hadden serverâ
Sen şefâ'at kânısın geldim sana şefkat uma
Bu Muhibbî tövbe eyler tövbesin eyle kabûl
Fitne-i şeytândan sakla onu yâ Rabbenâ