Sabah akşam Rablerine dua ederek onun rızasını kazanmaya çalışanlarla beraber sıkıntılara karşı dayan. Dünya hayatının süslerine kapılıp da gözlerini onlardan ayırma. Kehf suresi (18), 28

Peygamber Efendimizin fakir ve kimsesiz müslümanlarla beraber oturup kalkması, Mekke’nin kendini beğenmiş zenginlerinin canını sıkıyordu. Onlara göre fakirler ayrı bir sınıftı ve ancak kendilerine denk olanlarla beraber oturup kalkabilirlerdi. Bazı konuları görüşmek üzere Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin yanına geldiklerinde bazı kölelerin ve fakir müslümanların en azından kendileri gidene kadar dışarı çıkmalarını istediler. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Allah Teala Resul-i Ekrem’ine hitaben sen o adamların dediklerine bakma. Sabah akşam sadece Rablerinin rızasını kazanmak için ibadet edip duran o yoksul ama samimi müslümanları, kafirlerin sözüne bakarak yanından kovma. Allah’ın kendilerinden razı olduğu insanlar bu yoksul ve kimsesiz müminlerdir. Sen hep onlarla birlikte olmaya bak. Malına, mülküne güvenip şımaran o adamları kazanmak pahasına da olsa, fakir müslümanları gücendirme, buyurdu.

Demek ki Allah katında önemli olan, iman dolu bir gönüldür. İman dolu bir gönülden daha değerli bir şey yoktur. Yoksul bir mümin, dünyaya sahip bir kafirden ölçülemeyecek kadar değerlidir. Baki olan Allah'tır. Allah azze ve celle. Bismillahirrahmanirrahim. Ey bize bizden yakın olan Allahım. Acı günümüzde sabırdan, Tatlı günümüzde şükürden ayırma. Her halimizde bizi rahmetinle sarıp sarmala, Mağfiretinle bağışla. Ya Rabbi sana açılan elleri sana yönelen gönülleri sana bükülen boyunları sana yalvaran bu dilleri ne olur boş çevirme. Ayet Ayet yaşat bu Dünyayı Rabbim, Sana Secde Secde yürüyelim, Dua Dua kabul et bizi, Sana en yakın olduğumuz yerde ölelim. Amin