Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında 24 Mart'ta kabine toplantısı gerçekleştirilmiş, yeni kararlar için gözler bir sonraki Kabine'ye çevrilmişti.
Kabine toplantısının 7 Nisan'da gerçekleşmesi bekleniyordu ancak o tarihte AK Parti MYK toplantısı düzenlenmesi üzerine, kabine bugün Beştepe'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında toplandı.
Toplantı sonrası alınan kararları açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye meselesine de değinerek, "Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"SURİYE'NİN BÖLÜNMESİNE İZİN VERMEYİZ"
Özellikle Suriye konusunda kimi aktörler, Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, buna göre söylemlerini ve politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil, devlet gibi hareket etmelidir.
Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa açık söylüyorum, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.
"TÜRKİYE BU YENİ SÜRECİN BAŞARIYA ULAŞMASI İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPACAKTIR"
Tekrar ediyorum, Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimi ile birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye toparlandıkça istikrara ve huzura kavuştukça bunun kazananı tüm bölgemiz olacak, bölgedeki tüm halklar olacaktır.
Türkiye bu yeni sürecin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacaktır.
"GÜNDEMİMİZDEKİ MESELELERİ ETRAFLICA DEĞERLENDİRDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabine sonrası diğer açıklamaları ise şöyle:
Kabinemizin ikinci döneminin 38. toplantısını az önce tamamladık. Ekonomiden tarıma, dış politikadan, güvenlikle ilgili konulara, çok geniş bir yelpazede gündemimizdeki meseleleri etraflıca değerlendirdik.
Öncelikle aldığımız kararların ve yaptığımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Kabine olarak içeride ve dışarıda yoğun bir gündemle ülkemize hizmet mücadelemizi kararlılıkta sürdürüyoruz. Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz.
ANTALYA DİPLOMASİ FORUMUNA DEĞİNDİ
11-13 Nisan tarihlerinde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek temasıyla tertiplenen foruma, 21 devlet ve hükümet başkanı düzeyinde olmak üzere toplam 155 ülkeden 6.000'i aşkın katılımcı iştirak etti.
Forum süresince gerçekleştirilen 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine yükselen korumacılık dalgasından, çok kutupluluğa, pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar, ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemlidir.
"MUHALEFET, YOLSUZLUK SORUŞTURMALARININ ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN BATIYA VE BATILI MEDYA KURULUŞLARINA YALVARIYOR"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajları da kullanarak, şimdi tüm bunları aynı hedefle bölgedeki değişimin olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için batıya ve batılı medya kuruluşlarına yalvarırken, biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz.
Mandacılık hastalığında kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, bizim vizyonumuzu, bizim diklenmeden dik duruşumuzu, Türkiye'yi 23 yılda nereden nereye getirdiğimizi anlaması zaten mümkün değildir. Onlar bırakın dünyayı okumayı, burunlarının dibini bile görmekten acizler. Ülkemizde son 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak böyle bir donanıma, bilgiye, kavrayışa da sahip değiller.
"TÜRKİYE HER KOMŞUSUNUN, HER DOSTUNUN, HER KARDEŞİNİN KENDİSİNDEN EMİN OLDUĞU BİR ÜLKEDİR"
Batı karşısında mahçup ve mağlup bir karakterle adeta zihnen meftun olmuş durumdalar. Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye inşallah hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacaktır.
Türkiye her halükarda sükunun tarafındadır. Türkiye her komşusunun, her dostunun, her kardeşinin kendisinden emin olduğu bir ülkedir, böyle bir devlettir. Ama aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu veya düşmanlığı test edilecek bir ülkede değildir. Biz istiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı asla bir zafiyet olarak algılamamalı.