YENİGÜN ÖZEL

Gülen adam, güzel adam!

Memleketi Çumra’nın yanı sıra namını Konya’da da duyuran ve vefatıyla ‘ardında doldurulamaz bir boşluk bıraktı’ yorumları yapılan Dr. Ömer Yıldırım’ı anlatan yakınları, Merhum Yıldırım’ın gülen bir insan; güzel bir adam olduğuna vurgu yaptı

Abone Ol

Güler yüzlülüğü ve esprileriyle bilinen, doktorluğunu insanlığın hizmetine sunan ve tanıyanları tarafından hayırseverliği ile bilinen Çumralı Dr. Ömer Yıldırım, 9 Nisan’da hayatını kaybetti. Anavatan Partisi Çumra İlçe eski başkanlarından olan ve spor camiasının da tanınan isimlerinden olan Merhum Yıldırım’ı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik, Çumra Belediyesi eski Başkanı Avukat Recep Candan, Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şaban Halis Çalış ve Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü anlattı.

‘ŞEHRİMİZİN DOKTOR ÖMER’İYDİ!’

‘Şehrimizin Doktor Ömer’i’ diyerek Dr. Ömer Yıldırım’ın vefatı sonrası üzüntüsünü dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik, “Ömer Ağabeyin vefat haberini almanın acizliği ve mutlak gerçekliği karşısında, dönüş vaktinin gelip çattığını anladığınızda, çaresizlik yutkunmalarının sarmasıyla ilahi emre boyun eğmenin ötesinde, zamansız, apansız geliveren gerçeklik karşısında, diliniz lal olur, sözünüz tükeniverir. Hayatın sessizliğinin gürültüsüne, geçmişe, geleceğe dalıverirsiniz istemeden.” diyerek Merhum’un ölümünün kendisine de ölümü hatırlattığını ifade etti.

BU ZAMANDA ARKANIZDAN ‘İYİ ADAM’ DEDİRTEBİLMEK ZOR İŞ

Hayır kurumlarından sokaklara, camilerden spor camiasına kadar birçok noktada Dr. Ömer Yıldırım’ı anımsadığını aktaran Özçelik, Merhum Yıldırım hakkında hatırında kalanları şöyle anlattı: “Ömer Ağabeyi şehrin sokağında, çarşısında, caddesinde, camisinde, stadyumunda, futbol takımında, bisiklet takımında, Kızılay’ında, mütebessim, bir güzel hal içindeyken görüverirdik. Karşınıza çıkıverirdi birden bire. Ancak hep heyecanlı, hep umutlu, hep azimli, bitmeyen bir enerjinin içinde gülen bir çift gözdü hep. Ayrıca yaşlı, genç, köylü, şehirli, fakir, zengin, velhasıl tüm hemşehrilerin hiç çekinmeden, gece gündüz demeden, cesaretle çalabildiği bir kapıydı Ömer Yıldırım. Çumra’nın Doktor Ömer’i Ömer Yıldırım ağabey iyi, güzel bir adamdı. Bu zamanda en zor iştir arkanızdan iyi adam dedirtebilmek. Hepimiz iyi adam olabilmek umuduyla. Mevla sonsuz rahmetinden kana kana faydalandırsın ağabeyimizi, bağışlasın inşallah.”

‘ARDINDA DOLDURULAMAYACAK BİR BOŞLUK BIRAKTI’

Çumra Belediyesi eski Başkanı Avukat Recep Candan da Merhum Dr. Ömer Yıldırım ile ilgili hatırında kalanları aktardı. Dr. Yıldırım’ın Çumra Cuma Sohbet Grubunda 30 yılı aşkın zamandır beraber oturup sohbet ettiği, belediye meclisinde fikir aldığı kişilerden biri olduğunu ifade eden Av. Recep Candan, Çumra eşrafından neredeyse ismini bilmeyenin olmadığı Dr. Yıldırım’ı diğer doktorlardan ayıran özelliklerden bahsetti. ‘Bir doktordan daha fazlasıydı’ diyerek sözlerine başlayan Candan, “Diğer doktorlarımız da hizmetlerini yapıyorlar ancak Ömer abiyi onlardan ayıran yönü, gerçekten içten bir sevecenlikle hastalarını karşılamasıydı. Tebessümün bile sadaka olduğunu düşündüğümüz zaman Ömer abi tebessümüyle bile sadaka veren biriydi!

 

Normal şartlarda serbest çalışan bir pratisyen hekime giden vatandaş, muayene olur ve ücretini ödeyip gider ancak Ömer abiye parası olmayan insanlar da gelip muayenesini olur, danışmanlık hizmetini alır ve giderdi. Doktorlar normalde az konuşan ve bir hastalığı tüm yönleriyle anlatmayan kişilikleriyle bilinir ancak Ömer abi öyle değildi; herkesin derdini dinleyen, çözümüne ilişkin tavsiye veren ve yol gösteren bir insandı. Bu yönüyle de herkesten fazlasıyla takdir alırdı. Bu yönlerini de dahil edince Dr. Ömer Ağabeyin vefatı, Çumramız için doldurulmayacak bir boşluk oluşmasına da neden oldu.” şeklinde konuştu.

İZ BIRAKTI!

Çumra Cuma Sohbet Grubu’nun kurucuları arasında yer alan Merhum Yıldırım ile bu grupta 30 yılı aşkın zamandır birlikte vakit geçirdiklerini de dile getiren Candan, “O grupta Konya, Ankara ve İstanbul’dan gelen sanatçı, yazar, düşünür, kültür ve devlet adamı gibi farklı insanlarla sohbetlerde bulunduk. Yaşadığı dönemde bir ilçeye olumlu damgasını vuran ve bu anlamda iz bırakan değerli bir büyüğümüzü Çumra olarak uğurlamış olduk.” şeklinde konuştu.

SİYASİ HIRSI OLMADAN ÇUMRA’YA HİZMET ETTİ!

Maddi durumu yerinde olmayan insanlara hizmet verirken esprileriyle güldüren, insanların mahcubiyetlerini örtmek için elinden geleni yapan kişiliği nedeniyle cebinde parası olmayan insanların da çekinmeden kendisine geldiği Dr. Ömer Yıldırım, aynı zamanda kendisine gelemeyen hastalarıyla da telefonda görüşerek yardımcı olmaya çalışır; durumu acil olanların evlerine kadar giderdi. Tüm bunları ‘Çumramız lokman hekimini kaybetti’ diyerek söyleyen Recep Candan, Merhum Yıldırım’ın siyaset ve derneklerle olan ilişkisini de şöyle aktardı: “Ömer abi aynı zamanda bir siyasetçi, 30 yıla aşkın zaman da Kızılay Derneğimizin Çumra Şube Başkanlığını yürütmüş bir şahsiyetti. Konya ve Çumra’nın sorunlarıyla sürekli olarak ilgili olmuş; dernekte yine fakirlerin ihtiyaçları ile ilgilenmişti. Siyasetçi kimliğiyle milletvekilleri, bakanlar ve bürokrasi ile ulaşabileceği herkese ulaşıp hizmetlerin yapılması noktasında gayret ederdi, kendisine gelen insanların da hangi partili olduğuna bakmadan bunu yapardı. Ömer abi 1980’li yıllarda Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını, başkan vekilliğini ve meclis üyeliğini yürüttü ancak siyaseten bir hırsı yoktu. AK Parti’nin kurulmasıyla birlikte Ak Parti’de de milletvekili aday adayı oldu. Ancak aday olmamasını kendisi bir sorun hale getirmedi ve ilçe yönetiminde ve meclis üyeliğinde kendisine verilen görevleri layıkıyla yerine getirdi.”

MİRASI, ARDINDA BIRAKTIKLARIYDI!

Çumra Belediye Meclisi’nde beraber de çalışma fırsatı bulduklarını ifade eden Av. Recep Candan, kendisinin belediye başkanlığı döneminde, Dr. Ömer Yıldırım’ın da belediye meclis üyesi olduğunu belirterek, “Yaklaşık 3 buçuk yıllık belediye başkanlığı görevimde benim en büyük yardımcılarımdan birisiydi. Görev itibari ile ilçe dışına çıktığımızda vekaleten bir meclis üyesini başkan vekili olarak bıraktığımızda, eğer vekil Ömer abi ise gözümüz arkada kalmazdı! Belediyemize düğün davetleri gelirdi; Dr. Ömer abinin siyasi farklı hiçbir görevi olmadığı halde Ömer abiye daha fazla davetiye gelirdi ya da belediye ile yaklaşık aynı sayıda davet gelirdi. Vefat ettiğinde de bir makam sahibi olmadığı halde, insanların gelmek zorunda olmadığı durumda cenazesine büyük bir katılım oldu. Oraya gelen binlerce insan sadece Ömer abiyi sevdiği için geldi, bu da kendisine güzel bir miras.” ifadelerini kullandı.

ÇUMRA’NIN DİREKLERİNDEN BİRİ YIKILDI

Çocukluğunun Çumra’sını tanımlayan insanlardan Merhum Dr. Ali ve Dr. Ahmet’ten sonra Çumra’yı birleştiren yeni gücün Dr. Ömer Yıldırım olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şaban Çalış da Merhum Yıldırım’ı anlattı. Merhum Yıldırım’ı ilk olarak doktor vasfıyla tanıdığını, daha sonra kendilerine bir ‘ağabey’ olduğunu belirten Prof. Dr. Çalış, “Çocukluğumda Çumra’yı tanımlanabilecek birkaç adam vardı; bunlardan bir tanesi Dr. Ahmet, diğeri ise Çumra’nın sağlık sorularına bakan diğer doktor ise Dr. Ali idi: Allah rahmet eylesin bu şahsiyetler rahmetli oldu. Son zamanlarda toplumu bir araya getiren ve bağlayan ortak isim olarak Dr. Ahmet ve Dr. Ali’nin yerine Allah razı olsun Dr. Ömer abi geldi. Dr. Ömer, diğer doktorların çocukları yaşındaydı ve son dönem diyebileceğimiz 30- 40 yılın Çumra’sına damga vuran önemli isimlerdendi. Dr. Ömer, abimin ve Dr. Ali’nin oğlu İskender’in arkadaşıydı. Bir sıkıntımız olduğunda da Dr. Ali ve Dr. Ahmet vefat ettiği için Dr. Ömer’e giderdik ve bizim evde de doktor ihtiyacı hiç eksik olmazdı. Dolayısıyla Ömer abiyle bir doktor olarak ve zaman içerisinde bir abi kardeş olarak tanışmış olduk. Çumra’da toplumu bir araya getiren bir isimdi, Dr. Ömer abi! Diğer doktorlarda bir doktor ciddiyeti vardı ancak Ömer abinin her zaman yüzü gülerdi. Herkese kapısı açık olan ve sadece muayenehanede değil nerede olursanız olun karşılaştığınızda mutlaka sizi güldüren, hayatın yükünü üzerinizden alan biriydi! Ölümüyle derin bir şekilde sarsıldık, öyle ki Çumra’nın direklerinden birisi yıkıldı diyebilirim.” ifadelerine yer verdi.

HERKES ÖLÜMÜ KENDİNE YAKIŞTIRSA ONA YAKIŞTIRAMAZDI!

Henüz lise yıllarında tanıştığı, o yıllardan bu yana yolları hep kesişen, kültürel faaliyetlerde birbirlerine yoldaşlık eden, Dr. Ömer Yıldırım’ın yakın çevresinden Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de Dr. Yıldırım’ı anlattı. ‘Herkes ölümü kendine yakıştırsa ona yakıştıramazdı’ diyerek üzüntüsünü dillendiren Dr. Mustafa Güçlü, 1969 yılından bu yana arkadaşlık yaptığı Merhum Yıldırım ile olan münasebetlerini şöyle aktardı: “Ömer’i 1969 yılında güreş yaptığımız lise yıllarından tanıyorum. O, 74 kilogramda ben 69 kg’da güreş antrenmanları yapar ve müsabakalara çıkardık. Yıllar geçti, ben İstanbul Tıp Fakültesi’nde, Ömer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde okuduk ancak o dönemde de görüşürdük. Askerliğimizin bir dönemi de beraber geçti; Ömer benden sonra askere geldi ve ben onun usta askeri olarak askerlik yaptık. 1982 yılında askerden geldikten sonra ise o kendi muayenehanesini açarak hekimlik yapmaya başladı. Tüm bu yıllarda ve özellikle askerlik dönüşü 1982 yılından beri Çumra’da ve Konya’da vefatına kadar sohbetlerimiz devam etti.”

‘SON ESPRİSİNİ ÖLEREK YAPTI’

Dr. Mustafa Güçlü, son derece neşeli, hayat dolu, insanları birleştiren ve güldüren kişiliği dolayısıyla ölümü sonrası bile ‘son esprisini ölerek yaptı’ denilen Dr. Ömer Yıldırım’ın Çumra’da elinin değmediği insan kalmadığını da belirterek herkesin doktor olarak kendisine gittiğini belirtti. ‘Dr. Ömer’ denildiğinde yüzlerde yeniden bir tebessüm oluşmasına vesile olan Dr. Güçlü, Merhum Yıldırım’ın yaptığı esprilerden bir tanesini de şöyle dile getirdi: “Ömer’in bir gün evinin tesisatı bozulur ve su akıtmaya başlar. Tesisatçıyı arar ve tamir etmesini ister ancak tesisatçı iş yoğunluğu nedeniyle gelemeyeceğini söyler ve ‘tesisatı söküp getirirsen ben burada yaparım, sen de takarsın’ der. Ömer sinirlenir ve farklı bir tesisatçı çağırarak işini halleder. Aradan zaman geçtikten sonra kendisini geri çeviren tesisatçının çocuğu kulağından rahatsızlanır ve Dr. Ömer’i arayıp eve kadar gelmesini ister. Ömer de işini yoğun olduğunu söyleyerek çocuğu muayenehaneye götürmesini söyler ancak çocuğun çok hasta olduğunu söyleyen babaya cevap olarak, ‘O zaman kulağını sök de getir’ diyerek cevap verir. Ancak tabi ki hastayı da o durumda bırakmaz.”