YUNUS EMRE VE ODUNLAR

Abone Ol

Yunus Emre dergâhta, odun toplayıcı,

Ne bir gün sıkıldı, ne de toplamaktan vazgeçti,

Topladığı odunların, ip gibi doğrularını,

Dergâhtan içeri alırdı.

-

Tapduk Emre sordu Yunus’a:

“Bu odunların sırrı nedir?

Hiç mi eğri odun yok buralarda,

Bakarım hep odunlarına,

Hepsi doğru, dalsız budaksız.”

-

Sözde doğru, özde doğru,

Halde doğru, amelde doğru olmalı,

Emrolunduğun gibi, dosdoğru olmalı,

“Şeyh’im, sizin kapınızdan içeri

Dosdoğru insanlar girer,

Bu kapıya eğri odun yakışmaz,

Mümin olan mevlasız hiç bakışmaz,

Baktığı yerde hakkı bulur,

Her bir kelimesi ibret olur.”

-

Yunus’un kalbinde aşkın kıvılcımı var,

Rüzgar gibi eser, sevgiyle kavrulur,

Kalplerde çıkar alev, aşkın özüne hürmet,

Yunus’un yüreğinde yanar sevda nefesi.

-

Kırk yıl omuzunda taşıdı odunları,

Sırlarına hâldaş eyledi bunları,

Hem söyledi aşkını, derin bir kelamla,

Hemi de dinledi onları sevdayla.

-

Dili vardır her yaratılanın,

Mana gerektirir anlamanın,

Konuştular Yunus’la her daim,

“Tapduk’un dergâhında varsın yanalım,

Sevgiyle coşalım, bizde aşkla kül olalım.”

-

Zamanın Nemrudu toplatmıştı odunları her kula,

Ateş yakıp, İbrahim Halilullahı atacaktı içine,

Dağlar gibi odunları toplattı ateşe verdi,

Havadaki kuşları yakardı harareti,

İnsanlar  dahi yakınına yaklaşamazdı.

-

Odunlar yandılar, yandılar,

Onlar da İbrahim Halilullah için yandılar,

Emreyledi Yaratan “Ey ateş, serin ve selametli ol”

Odunlar yandılar gül  bahçesi oldular,

Yakmadılar İbrahim Peygamberi, ilâhi emirle.

-

Onun için dergâha gelen odunlar da,

Taptuk’un ve Yunus’un manevi aşkıyla,

Dolup taşan dergâhta,

Kül olup, sevda ateşinde yanmayı dilediler.

-

Şaşmayın canlar bu hâle,

Anlayan lazım, odunlar gibi de,

Öyle yanarlar ki aşk ateşinde,

Köz olup gül olmayı, bilmek lazım.

-

Yanmayan, adam mı olur?

Yanmayan gül mü olur?

Gül olmak marifet,

Kendini bilmeyende ne olur?

-

Hepimizi aynı kefeye koyarlar,

Bizi beraberce tartarlar,

Herkes kendine göre tartılmalı desekte,

İyiyle kötüyü bir eylerler.

-

Etmeyin dostlar yapmayın,

Herkesin tartısı kendine desek de,

Haddi aşma söz bizde,

Kötüye değer vererek

 İyiye haksızlık edilmekte.

-

Sakın insanın iyisiyle,

Kötüsünü bir tutma,

Çünkü bu eşitlik,

İyileri iyilikten soğutmakta.

-

Odun muyuz aynı kefede tartılacak,

Hesabı ayrı ayrı tutulacak,

Dünya tarlasında ekilenler,

Tek tek, ayrı ayrı tartılacak.

-

Hizmetini samimiyet ve hak aşkıyla,

Sevgiyle yapan, Yunus Emre,

Allah’a vasıl olmanın sırrına,

Olgunluğuna erişmeye başladı bu hâllerle.

-

Odun yanar içinde uygundur malzemesi,

Yunus Emre’nin de içindeki Hak ateşi,

Ondan sevildi, ondan tanındı,

Sesi sedası, çok daha hoş geldi.

-

Dağlardan odun taşıdı yıllarca,

Manevi kapıdan ayrılmadı,  bir daha,

Yunus Emre, unutulmadı yüzyıllar geçsede,

Her gönüle, taht kurmuştu bile de.

-

Yunus Emre, Tapduk Emre’nin

Kızı olan Bacım Sultan’la evlendi,

Damadı olma şerefine de erdi,

Ömrüne ve yuvasına, bereket geldi.

-

Türkmen soyundan gelmekte,

Tapduk’un müridi olarak, icazet aldı,

En tanınmış halifesi ve damadı,

İsmail Emre’nin de babası oldu.

-

Türkiye’nin her köşesinde,

Adına ait,  27 makamı bulunmakta,

İnsanlar, sevdiklerini yaşatmakta,

Gönül erenlerine sahip çıkmakta.