Araştırmacı Yazar Alaaddin Aladağ, Şehir Sohbetlerinde bu hafta Seslendirme Sanatçısı-Yazar Şeyma Ayık ile röportaj gerçekleştirdi. Seslendirme sanatçısı, yazar ve Baymaske Dublaj Stüdyosu’nun kurucu ortağı Şeyma Ayık, çocuklara yönelik içerik üretiminden “Uykulu Masallar” projesine, sesin ve hikâyenin gücünü birleştirdiği yolculuğunu anlattı. “Bir erdemi aktarabilmek için önce onu yaşamak gerekir,” diyen Ayık, çocukların kalbine ulaşmanın inceliklerini paylaştı.
Şeyma Ayık kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1974 İstanbul doğumluyum. Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü; Pera Güzel Sanatlar Şan Bölümü, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü mezunuyum. 1996 yılından beri profesyonel seslendirme oyunculuğu yapmaktayım. Örnek seslendirmelerinden sadece birkaçı şunlardır: Heidi (TRT Çocuk-Netflix): anlatıcı (dış) ses ve Barbel karakteri, Hapşuu (TRT Çocuk) Koyun Meli, Ciciki (TRT Çocuk): Balşeker Hanım (Ciciki’nin annesi), Lola ile Tutu (internet): Aynı zamanda uzun yıllardır seslendirme yönetmenliğini ve çocuk seslendirme koçluğu yapmaktayım. Son olarak, Unicef ve Enterogermina projelerinin kast ve seslendirme yönetmenliğini yaptım. Bunların yanı sıra Baymaske Dublaj ve Prodüksiyon Stüdyosu’nun kurucu ortağı olup, 2009 yılından beri birçok projeye imza attık. http://www.baymaske.com/
Çocuk edebiyatı yazarı olarak, konulara değinen bir hikâye yazarken en çok hangi unsurlara dikkat edilir? Onlarla etkili bir bağ kurmanın anahtarı nedir?
Çocuk edebiyatı çok geniş bir kavram. Elbette bu sorunun cevabı olarak bunu sınırlamak yanlış olacak. Daha doğrusu eksik kalacak. Ancak zihnimde ilk olarak şekillenen önemli unsurları şu şekilde belirtebilirim.
Hikâyenin ana temasını belirledikten sonra, güncel olanı takip edebilmek, çocuk bakış açısını atlamadan, hikâyeye çocuk gözünden bakabilmek ve günceli takip edebilmek; çocukların kitabı önemsemesinde önemli faktörler. Ayrıca her zaman söylediğim gibi; siz yazar olarak uygulamadığınız ve haline bürünmediğiniz hiçbir erdemi çocuklara aktaramazsınız. Örneğin; yalan söylemenin doğru olmadığını hikâyenizin içinde müthiş bir gerçeklikle anlatabilmek; sizin yalan söylemeyen bir birey olmanız halinde mümkündür. Çünkü çocuk kalbi, gerçek olanla olmayanı belki anlatamayabilir ancak hisseder.
Seslendirme yaparken, özellikle çocuklara yönelik bir hikâyeyi bölüyor, ses tonunuzu ve vurgularınızı nasıl ayarlıyorsunuz? Bu süreçte hangi teknikleri kullanıyorsunuz?
Okul etkinliklerinde çocuklarla buluştuğum o büyülü anlarda elbette seslendirme oyuncusu olmanın avantajlarını kullanıyorum. Çocuklar farklı sesler çıkarabilmemi çok ilgi çekici buluyor. Hatta içlerinde farklı sesler çıkarıp, bunları sınıfta paylaşanlar oluyor. Ancak tabii mesleğimiz, sadece ses değiştirebilmeyi değil, senkron, deşifre, oyunculuk gibi birçok yetiyi de gerektiriyor. Ancak karakterlerin seslerini değiştirerek canlandırmak, çocukların hikâyenin içine çok daha çabuk girmesine sebep oluyor. Bazen efekt de yapıyorum. Kapı gıcırtısı, yağmur sesi, değişik hayvan sesleri gibi. Tabii hepsi dinleyeni mutlu edip, âna odaklıyor.
Eserlerinizde hayalinizdeki insanların gücünü nasıl besliyorsunuz? Hikâyelerinizde özellikle dikkat ettiğiniz mesajlar veya temalar var mı?
Masalların bazılarını ben yazıyorum, bazılarını da değerli dostum eğitimci-yazar Hurihan Yıldırım Kurtaran yazıyor. Kanalımızın eğitim danışmanı sevgili dostum Hurihan Yıldırım tüm tecrübesiyle masallara sihirli dokunuşunu yapıyor. Kendisinin de belirttiği üzere; masallarımız anaokulu dönemi temaları, değerler eğitimi ve MEB programı göz önünde bulundurarak yazılıyor.
Seslendirme ve yazarlık arasında bir bağ kuracak, bu iki alanın birbirini nasıl tamamladığını?
İkisinde de sihirli bir yaratıcılık var. Seslendirmede, bir karaktere ruh veriyorsunuz. Dinleyicinin, filmin içine ruhuyla girebilmesi için oyunculuğunu bozmadan yaratım yapmak durumundasınız.
Kitapta da benzer bir yaratım var. Okuyucunun hikâyenin içine girebilmesi için ana unsurları dengeli bir biçimde yaratmak durumundasınız.
Seslendirdiğiniz eserlerle kendi yazdığınız hikâyeler arasında bir fark gözlemliyor musunuz? İki farklı yaratım sürecini nasıl yönetiyorsunuz?
Elbette bütün yaratımlar birbirinden farklı ve özel. Seslendirmede tamamen oyunculuğumuzun yetkinliği işimize yön verirken; kitaplarımızda yaratıcılığımızın yetkinliği kendini gösterir. İkisi de çok farklı yaratım süreci. Fakat birbirini beslediklerini söyleyebilirim. Sevgili dostum, öğretmenim yazar Mario Levi hep şunu söylerdi. ‘Film izlemenin her zaman yazı yazmanıza katkısı vardır.’ Gerçekten kurgu, yazmamızın şekillenmesinde önemli bir ayrıntı. Gerçi artık film kayıtları alırken, tek başına kayda girdiğimiz için tüm kurguyu kaçırmış olabiliyoruz.
Bir hikâye yazarken seslendirmeyi düşünerek karakterlerini tasarladığınız oluyor mu? Karakterlerin seslerinin hikâyelerinin katkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hayır bunu düşünerek karakter oluşturmuyorum ancak karakter yarattıktan sonra konuşmasını hayal edip, sesini kulağımda duyabiliyorum. Ses, karaktere hayat veriyor ve her ne kadar fantastik unsurlar bile taşısa ona gerçeklik katıyor.
Çocuk edebiyatında görsellik kadar sesin de önemli olduğu bir dönemde, bir yazar ve seslendirmen olarak bu dönüşüm hakkında ne serbest bırakıldı?
Kanımca kitapların seslendirildiği uygulamalar, tüm bu kitapların sesli olarak da bize ulaşma serbestliğini sağladı.
Gelecek projelerinizde seslendirme ve yazarlığı birleştirerek çocuklara yönelik yeni bir konsept veya eser oluşturmayı düşünüyor musunuz?
Masal kanalı hep çok istediğim bir projeydi. İyi ki değerli dostumla güçlerimizi birleştirerek bu güzel kanalı hayata geçirdik. Ayrıca seslendirme ve yazarlığı içeren bir hayalimiz daha var ancak onu söylersem sihri kaçar. Zamanı gelince ve onu da hayata geçirmek nasip olursa, başka bir röportajda onunla ilgili konuşuyor olacağız zaten
Uykulu Masallar projesini hayata geçirme fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden unsurlar nelerdi?
İki yazar olarak, her ikimizin de hayali olduğu için bu yola birlikte baş koyduk. Masal anlatmayı çok seviyorum. Ayrıca seslendirme oyunculuğumun avantajlarından yararlanacak bir nesle sihirli bir dokunuş yapabilmeyi arzu ediyordum. Sevgili dostum Hurihan Yıldırım Kurtaran birlikte masal kanalı açmayı teklif ettiğinde sevinçten gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Sonra derhal kolları sıvadık. Hem yazdığımız masalları düzenledik hem de yeni masallar yazmaya başladık. İçinde daha önce seslendirdiklerim vardı ancak yeniden seslendirerek kanalımıza taze içerikler olarak yüklemeye başladık. On günde bir yeni bir içerik ekliyoruz. Aslında yazmak, seslendirmek, edit, görsellerin ve müziğin masala uygun olarak belirlenmesi, yayına hazır hale getirmek uzun zaman alan çalışmalar. Aslına bakarsanız on gün bile kıs bir süre ama ikimiz de sıkı çalışıyoruz ve algoritmayı bozmamak adına masallarımızı zamanı geldiğinde yayınlamaya gayret ediyoruz.
Okul öncesinde huzurla geçişi kolaylaştırmak için hazırladığınız masallarda içerik oluştururken hangi sürelere dikkat edilir?
İçeriklerimizin süresi iki tekrardan oluştuğu için yirmi yirmi beş dakika. Çünkü masal dinleyerek uykuya dalacak olan çocukların uykuya geçiş süreleri farklı olduğu için bu süreden az olması ebeveynlerin müdahalesini gerektirebilir. Gerçi ilk masallarımız on on beş dakika civarındaydı. Ama biz de yoldayken deneyimliyoruz ve şimdilik gayet iyi gidiyor. Yetişkinler dahi dinlerken uyuyakaldıkları geri bildirimini veriyorlar.
Masallarınızı hazırlarken, çocukların duygusal ve duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyor musunuz? Bu konuyla ilgili olarak iş birliği yapıyor musunuz?
Elbette bu bizim en önemsediğimiz konu. Çünkü biz bütün bu masalları çocuklara faydalı olabilmek adına yazıyoruz öncelikle. Ayrıca düzgün bir Türkçe ile de dinleyen çocuklar ana dillerindeki sesletimleri doğru duyuyorlar. Bu da çok çok önemli. 0-5 yaş arasında kelimeli doğru bir tonlama, vurgu ve sesletim ile öğrenip içselleştiriyorlar. Hurihan Hocam’la her daim iş birliği içindeyiz dolayısıyla.
Seslendirme ve hikâye anlatımında, çocukların ilgisini çekmek ve onları sakinleştirmek için hangi teknikleri kullanıyorsunuz?
İlgilerinin dağıldığı anda farklı bir karaktere bürünerek konuşmak, onların ilgisini bir anda üzerimde toplamamı sağlıyor. Sakinleştirmek içinse müziğe ve o ortama uygun ses tonuyla konuşmak çok önemli. Örneğin masallarımızı seslendirirken buna çok dikkat ediyorum. Uyaran değil de rahatlatan bir ses tonu kullanmaya çabalıyorum.
Gelecek için Uykulu Masallar'ı nasıl iyileştirmeyi planlıyorsunuz? Çocuklara daha farklı veya kapsamlı içerikler sunma konusunda projeniz var mı?
Konseptimize uygun masallar yazıp, aynı şekilde seslendirmeye devam edeceğiz. Belki kanal büyüdükçe müzikler konusunda farklı tercihlerimiz olabilir. Kanalın ana amacından şaşmayı asla istemiyoruz. Bu kanalda, çocukların uykuya dalmalarını kolaylaştırmak; hem pedagojiyi hem de değerler eğitimini ön planda tutarak düzgün bir Türkçe ile onlara temiz içerikler ulaştırmak adına yayın yapmaya devam edeceğiz.