Kendileri gurbette, gönülleri burada! Kendileri gurbette, gönülleri burada!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son 3 ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında aldığı faiz kararlarında indirim kararı aldı. Yılın ikinci faiz kararında politika faizi, anketler ve ekonomistlerin beklentileri yönünde 250 baz puanlık indirimle yüzde 42,5'e düşürüldü. Faiz indirimlerini ve bunun piyasaya olan etkisini değerlendiren Yatırım Uzmanı ve Öğretim Görevlisi İlknur Mizgin Karakaş, fiyatlardaki artışın devam etmesinin yanında enflasyon hızındaki yavaşlamanın da gerçekleştiğine işaret etti; faiz indirim kararının kredilere yansımamasını ise Merkez Bankası’nın ölçülü duruş sergilemesinden kaynaklı olduğunu ifade etti.

‘UZUN VADEDE MEVDUAT VE KREDİ FAİZLERİNİ AŞAĞI ÇEKER’

Merkez Bankasının son kararında da faiz indirimine gitmesini değerlendiren Karakaş, parasal aktarım mekanizması üzerinden mevduat ve kredi faizlerinin belirlenmesinde referans teşkil eden politika faizinin, vatandaş için ise mevduat ve kredi faizleri için önemli bir rolü olduğunu söyledi. PPK’nın aldığı faiz indirim kararlarının uzun vadede devam etmesinin hem mevduat hem de kredi faizlerinde aşağı yönde bir hareketliliğe neden olacağını ifade eden Karakaş, “Bu durum, tasarruf edenler için getirinin düşmesi anlamına geliyor ancak borçlanmak isteyenler için borçlanma maliyetinin ucuzlaması anlamı taşıyor.” şeklinde konuştu.

UYUM İÇİNDE GERÇEKLEŞİRSE EKONOMİYE YARAR!

Enflasyonun ocak ayı haricinde beklenilen düzeyde seyrettiğini aktaran Uzman Ekonomist Karakaş, fiyatlardaki artışın devam ettiğini ancak enflasyon hızındaki yavaşlamanın da gerçekleşerek enflasyonun düşüyor oluşuna işaret etti. Karakaş, ocak ayında ise asgari ücretteki artış ve zamlar gibi farklı etkenlere bağlı olarak zamların, enflasyonu etkilediğine dikkat çekti.  Faiz indirimi neticesinde yaşanması olası durumları da değerlendiren Karakaş, faiz indirimleri ve enflasyon düşüşü arasında bir uyum olması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda uyum içerisinde ilerleyen faiz indiriminin güven kanalı üzerinden ekonomiye canlılık getireceğine işaret eden Karakaş, “Eğer gerçekten faiz indirimi, enflasyon düşüşüne paralel olarak gerçekleşiyorsa bu durum, ekonomide iyileşmenin bir sinyalidir. Borçlanma maliyetlerini aşağıya çekildiği için ekonomiye canlılık getirmesi beklenir. Tahvil faizleri; hazinenin borçlanma maliyetidir ve tahvil faizlerinin de aynı şekilde iyileşmesi beklenir ve iyileşen tahvil faizi sonrası hazinenin borçlanma maliyeti de düşer.” dedi.

HIZLI BİR TALEP GENİŞLEMESİ İSTENMİYOR

Merkez Bankası’nın indirim kararının kredilere de yansıması beklenilmesine rağmen beklenen olmadı. Karakaş, bunun sebebinin Merkez Bankası’nın ölçülü duruş sergilemesinden kaynaklı olduğunu da ifade ederek şunları ifade etti: “Merkez Bankası, kredi ve talebin genişlemesine izin vermek istemiyor. O yüzden miktarsal sıkılaşma yapıyor. Faizi indirirken bir yandan genişletici bir adım atılıyor. Diğer yandan da temkinli duruş gereği miktarsal sıkılaşmaya yönelik kredi büyümesine sınırlar koyuyor ve koymaya devam edebilir.”

FİYATLARDAKİ YÜKSELİŞ SÜRÜYOR ANCAK ARTIŞ HIZI DÜŞTÜ

Uzman Karakaş, 2024 yılında vatandaş ve işletmelerin harcamalarına yönelik seyreden sıkılaştırıcı para politikasının ticari kredilere yönelik makro ihtiyati politikalar kapsamında devam ettiğini bildirerek 2024 yılı sonunda yabancı para kredileri için yüzde 1.5’ten yüzde 1’e indirilen aylık büyüme sınırının bu kez yüzde 0.5’e düşürüldüğüne işaret ederek bu tür politikaların devam edebileceği sinyalini verdi. 2025 yılını ekonomik yönden ve vatandaşlar açısından da değerlendiren Karakaş, “Fiyatlar yükselmeye devam ediyor ancak artış hızı düşüyor, yani enflasyon yavaşlıyor. Bunun devam etmesini ve dolayısıyla faizin de bu şekilde düşüşü bekleniyor. Bu süreçte faiz indirimlerinin enflasyon düşüşü ile paralel bir hızda gerçekleşmesi ve Türk lirasının güçlü kalmaya devam etmesi çok önemli!” ifadelerine yer verdi.

PİYASA, ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞE İNANMALI!

Vatandaşların kullandığı yüksek faizli kredilerdeki faiz oranlarının düşmesinin de yine enflasyona bağlı olarak gerçekleşeceğini bildiren Karakaş, “Enflasyondaki düşüşe piyasa inanmalı” dedi. Piyasanın enflasyon düşüşüne inanmasıyla birlikte makro ihtiyati tedbirlerdeki sıkılaşmadan bir nebze feragat edilebileceğinin de altını çizen Karakaş, “Mehmet Şimşek’in 2023 yılında hazine ve maliye bakanı olmasından bu yana, yaklaşık bir yıldır ciddi sıkılaştırmalar yaşandı. Bunun bozulmasını istemiyorlar ki bence de bozulmaması gerekiyor. Geçen yıl enflasyon yüksekti, faiz artırım döngüsündeydik. Şimdi ise tam tersi bir senaryo yani faiz indirim döngüsüne girdik ancak burada da enflasyonun izin verdiğinden daha hızlı adım atmamak önemli.” şeklinde konuştu.

Muhabir: HACER CEYLAN ZAMAN