Gelecek kuşakların topluma yararlı bireyler olarak yetişmesinde en büyük etmenlerden biri olan eğitimde öğretmenlere büyük görev düşüyor. 2023- 2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda öğrencilere öğrenme ve başarılarını artırmada, eğitimcilerin nasıl bir eğitim modeli uyguladıkları ve yaklaşım izledikleri de oldukça önemli. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Firdevs Güneş, geçmişte baskıcı bir disiplini benimseyen öğretmenlerin zamanla daha rahat bir eğitim disiplini uyguladıklarını söyledi. Güneş, etkili bir iletişim ve verimli bir eğitim için eğitsel otoritenin uygulanması gerektiğini belirtti.

BASKICI VE ÖZGÜR EĞİTİM DİSİPLİNLERİ SINIFTA KALDI!

Etkili bir eğitimde öğrenci ve öğretmen ilişkilerinin oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Güneş, öğrencilerin eğitiminde öğretmen otoritesinin iyi kullanılması gerektiğini bildirdi. Geçmiş yıllarda öğretmenlerin disiplin anlayışının daha baskıcı olduğunu anımsatan Güneş, otoriter davranılmazsa okulda düzenin sağlanamayacağı ve sorunlar çıkacağı düşünüldüğünü de sözlerinde belirtti. Günümüz koşullarında ise, öğrencilerin daha özgür ve serbest olması gerektiği anlayışının benimsendiğine dikkat çeken Prof. Güneş, “Bu düşünceyle okullarda öğrenciler serbest bırakıldı, eğitim çalışmaları plânsız ve programsız yürütülmeye başlandı. Öğretmen öğrenci arasında ilişkiler esnek ve kuralsız, öğretim süreci rastgele ve tesadüflere bırakıldı.” diye konuştu. Yeni eğitim disiplini olan ‘özgürlüğün’ de değerlendirmeler neticesinde olumlu sonuç doğurmadığının altını çizen Güneş, “Öğrencilere rehberlik etmeden, sorumluluk vermeden, sadece özgürlük vererek iyi düzeyde yetiştirmenin mümkün olmadığı anlaşıldı.” ifadelerini kullandı.

 

EĞİTSEL OTORİTE ŞART

Şu anda ise eğitimde ‘eğitsel otorite’ kavramının ortaya atıldığını aktaran Güneş, eğitsel otoriteyi öğrencileri yetiştirmede baskı uygulama, ceza verme, yalnızlaştırma ve suçlama anlayışından vazgeçilen bir kavram olarak tanımladı. Güneş, zor kullanmadan ve öğrenciyi etkileyerek zamanla değiştiren bu eğitim modelinin becerilerde zorunlu olduğunu vurgularken eğitsel otoriterin nelere yol açtığını ve eğitsek otorite olmadan neler olabileceğini şu ifadeleri aktardı: “Öğretmenin sınıf ortamını düzenleme, ilke ve kurallar oluşturma, eğitim sürecini kontrol etme, öğrencileri yönlendirme süreçlerine katkı sağlar. Eğitsel otoritenin yokluğu ise tembellik, isteksizlik, öğrenmeye güdülenememe, amaçsızlık, yönelim bozukluğu olarak ortaya çıkar. Eğitsel otorite olumlu yol gösterici, açıklayıcı, araştırıcı, sorgulayıcı, sorun çözücü, eğitim yöntem ve tekniklerine dayalı eğitsel bir ilişkidir. Akademik başarının anahtarıdır. Öğrencileri öğrenmeye güdüler, özgüven kazandırır ve geleceğine yön verir.”

KARŞILIKLI SAYGI, OTORİTEYİ ARTIRIR

Eğitsel otoriterinin 4 temel özelliği bünyesinde barındırdığını aktaran Güneş, bu disiplinin öğrencide; güvenli bir etkileme, etkileyerek öğrenmeye yönlendirme, öğrenme ve kendini geliştirme düzeyi artıkça sorumluluk üstlenme ve buna bağlı olarak zamanla değişme, mantık sınırları içerisinde hareket etme becerilerini kazandırdığını ifade etti. Öğretmenlerin etkili bir otorite oluşturmak için dikkat etmesi gereken birtakım davranışların bulunduğunu söyleyen Firdevs Güneş, ilk olarak öğrencilere rehberlik ederek iyi bir iletişim kurulması gerektiğini söyledi. Bu kapsamda öğrencinin olumlu yönlendirilmesi gerektiğini aktaran Güneş, karşılıklı saygı duyulması gerektiğinin de altını çizdi. Bu noktada karşılıklı saygı duyulması gerektiğini belirten Güneş, öğrencinin küçümsenmesi halinde bu saygının ortadan kalkacağını ve eğitsel otoritenin kurulamayacağını anımsattı.

Çifte mezuniyet sevinci! Çifte mezuniyet sevinci!

‘ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİSİYLE ARKADAŞ OLMAMALI’

Öğretmenin, konumu gereği öğrencisiyle arkadaş olamayacağını belirten Güneş, arkadaşlık ilişkisinde beklentilerin daha farklı olacağına da işaret ederek, bu durumun otoriteyi sarsacağını vurguladı. Bu kapsamda öğretmenlerin ‘arkadaşça’ yaptığı bazı davranışları doğru bulmadığını ifade eden Güneş, “Öğrencilerine sevgi ve saygı duyabilir, ancak belirli sınırlar içinde iletişim kurmalıdır. Eğer öğretmen ve öğrenci arkadaş olursa öğrencinin beklentileri değişir. Dersi çalışmadan geçme, yüksek not alma, ödevi yapmama gibi. Bu durum giderek sınıfa yayılır, öğretmenin eğitsel otoritesi sarsılmaya başlar ve öğrencileri öğrenmeye yönlendirmesi zorlaşır. Öğretmen sosyal medyada öğrencilerden gelen arkadaşlık davetlerini kabul etmemelidir. Müze, sergi, gezi, gözlem, sanat faaliyetleri gibi eğitsel amaçlı buluşmalar olabilir. Bunun için okul ve ailelerden izin alınmalı, kısa süreli ve yılda birkaç kez olacak şekilde planlanmalıdır. Ancak eğitim amaçlı olmayan ve sık yapılan buluşmalar eğitsel ilişkileri zedeler.” şeklinde bilgi verdi.

 

İŞBİRLİĞİ YAPILMALI

Prof. Güneş, eğitimde ailelere de büyük görev düştüğünü anımsatırken ailelerin öğretmenle sıkı bir ilişki ve iletişim içinde olması gerektiğine vurgu yaptı. Ailelerin, öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkinin eğitsel olup olmadığı konusunda da sorgulama yapması gerektiğini söyleyen Güneş, “Aileler öğretmenle sık iletişim kurmalı ve iş birliği yapmalıdır. İşbirliğinin amacı, öğrencinin gelişimi, öğrenme güçlükleri, okulla ilgili sorunları hakkında görüşleri paylaşmak ve sorunlara çözüm önerileri getirmektir. Aileler öğretmen ve öğrenci ilişkilerini izlenmeli, eğitsel olup olmadığı sorgulamalıdır. Öğrencinin katıldığı etkinliklerin eğitsel niteliğini ve izin alınma durumu kontrol etmelidir. Okulda her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak için akşamları öğrenciden birkaç kelime ile gününü anlatmasını istemelidir. Bu durum öğrenciyle iletişimi ve okulda yaşadıkları sorunları saptamayı kolaylaştırır.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HACER CEYLAN