Konya’da eğitim anlayışıyla çizgisini bozmayan okulöncesi eğitim kurumlarından biri olan Dolapoğlu Kreş ve Anaokulu Yöneticisi Elif Dolapoğlu, 14 yıllık iş tecrübesini aktardı. İş hayatına başlangıç dönemi ile şu anki ebeveyn ve çocuklar arasında büyük fark gözlemlediğini ifade eden Dolapoğlu, değişen nesle ve dünyadaki gelişimlere göre eğitim alarak kendilerini geliştirdiklerini vurguladı. Okulöncesi eğitimin önemine atıfta bulunan Dolapoğlu, yalnızca çalışan ebeveyn çocukları için değil, bir eğitim yuvası olarak kreş ve anaokullarının çok kıymetli olduğuna dikkat çekti.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Elif Dolapoğlu. Aslen Kütahyalıyım. Kütahya Anadolu Öğretmen Lisesi’ni bitirdikten sonra İşletme ve Sosyal Hizmetler bölümlerini bitirdim. Eşim dolayısıyla 25 yıldır Konya’da yaşıyorum; 3 çocuk annesiyim.

Kreş açma düşüncesi ne zaman oluştu, Dolapoğlu Kreş ve Anaokulu ne zamandır var?

Kızım 5 aylıkken kreş açmaya karar verdim ve bir cesaretle kreşi açtım. Hem kızımı büyüttüm hem çocukları çok sevdiğim için çocuklarla ilgilenme fırsatı buldum. Yaklaşık 14 yıldır Konya’da kreşimizi kurduğumuz yerde eğitim vermeye devam ediyoruz.

Azımsanamayacak kadar fazla sektör tecrübeniz var, şubeleşme gibi bir düşünceniz olmadı mı?

Yok, daha önce şubeleşeme gibi bir düşüncem olmadı. Sanırım kontrolcü bir yapıya sahip olduğum için tek binayla yetinmek istedim. Burada verdiğimiz eğitimin ‘çok iyi’ düzeyde olmasına dikkat ederken hayatı da ıskalamak istemedim. Azimli biriyim ancak hırslı değilim.

Dolapoğlu Kreş ve Anaokulu’nda hem yöneticilik hem eğitmenlik yapmaktan çok keyif alıyorum. Çocuklarla birlikte vakit geçirmekten keyif alıyorum. İnsanların özellikle annelerin işlerini kolaylaştırdığımı bilmek beni mutlu ediyor. Çocukların büyüdüklerini ve geliştiklerini gördüğüm zaman mutlu oluyorum. Anne- babamın da eğitimci olmasının verdiği duyguyla her zaman eğitime değer veren bir toplumda büyüdüm ve eğitimin bir çocuğun hayatında ne kadar büyük bir rolü olduğunu çok iyi biliyorum.

HER AİLENİN İYİ- KÖTÜ KAVRAMI BİRBİRİNDEN FARKLI!

Dolapoğlu Kreş ve Anaokulu’nu açmak sizin hayatınızda ne gibi tecrübeler edinmenizi sağladı; ilk başladığınız zaman yaşadığınız zorluklar neler olmuştu?

İlk başladığım zaman maddi ve manevi olarak tabi ki zorlukları oldu. Farklı kültürde, farklı karakterlerde ebeveynlerin çocuklarıyla bir arada bulunuyorsunuz ve herkes için ‘iyi- kötü, güzel- çirkin’ kavramı ve hayattan, çocuktan beklentileri farklı. Kimi anne, çocuğunun o gün yediği yemekle ilgilenirken, kimi ebeveynler ise bugün ne öğrendiğini sorguluyor ve siz hepsinin memnun bir şekilde buradan ayrılmasını sağlıyorsunuz. Buna alışmam zaman almıştı. Ancak yönetici olmanın zamanla verdiği ağırlıkla ve kontrolcü yapımla birlikte bu zorlukları aştığımı düşünüyorum.

Kendimi ve ekibimi geliştirmek adına yılda 2 kez aldığımız zorunlu eğitimin yanında eğitimler aldık; farkındalık atölyeleri ve seminerlere katılıyoruz. Konya Okul Öncesi Eğitim Kurumları Derneği olarak da kendimizi geliştirmek adına etkinlikler yapıyoruz.

Konya’da dut toplarken ağaçtan düştü! Konya’da dut toplarken ağaçtan düştü!

Peki 14 yıl öncesi eğitim verdiğiniz çocuklara baktığınız zaman, şimdiki nesilde bir değişim gözlemlediniz mi?

14 yıl geçmesine rağmen, çocuklarda ve ebeveynlerde değişimler gözlemliyoruz. Hiçbirimizin anne babası, şu anki anne- babalarla aynı değil. Özellikle pandemi sürecinde ebeveynlerde büyük değişimler oldu. Evde çocukla sürekli beraber olan ebeveynlerde de çocuğa bağımlılık oluştu ve çocukların çoğunda sosyalleşememe, dil bozukluğu ve konuşamama gibi problemler söz konusu oldu. Çocuklarda tablet, telefon düşkünlüğü arttı. O zararı da ancak okullar kapatabiliyor. Bununla ilgili çocukların değişmesiyle birlikte biz de kendimizi geliştiriyoruz; aldığımız eğitimler değişiyor.

YALNIZCA ÇALIŞAN EBEVEYN ÇOCUKLARI İÇİN DEĞİL!

Küçük yaş grubuna ait kreş eğitimi neden önemli?

Dijital çağda yetişen günümüz çocuklarının 3 yaşla birlikte okul öncesi eğitim almalarının şart olduğunu düşünüyorum. Yalnızca ebeveynleri çalışan çocukların değil; çağımız çocuklarının hepsinin akran ilişkilerini gelişmesi ve problem çözme yetisi kazanmaları için okul öncesinin gerekliği olduğu kanaatindeyim. Bu yaş grubunu ebeveynin yanında geçiren çocukların aksine, kreşe giden çocukların daha özgüvenli büyüdüğünü görüyoruz. Kendisi problem çözdükçe gelişiyor, anne o probleme müdahil oldukça çocuk rahat bir yaşamda kendisini buluyor ve annesi olmadan bir yere gidemeyen bir çocuk karakteri ortaya çıkıyor.

İlkokulda teneffüslerde gözetim yok ve kreş, anaokuluna giden çocuğun teneffüslerde kendi koruması, ifade etmesi daha kolay oluyor. Bu yüzden yalnızca çalışan anne- babalara değil; bir eğitim olarak kreşe tüm ebeveynlerin yönelmesini rica ediyorum.

‘MEDENİ TOPLUM, EĞİTİMLE VAR OLACAK’

Sizin sektörünüzde fazla rastlanmasa da kadınların bazı alanlarda geri planda kaldığını görüyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Kadın, her sektörde var olmalı. Sanayi dahil, her yerde çok güçlü kadınlar var artık. Tek başına mücadele ettiği halde başarmış kadınları görüyoruz. Ancak ‘geri planda kalma’ konusunda erkeklerin bakış açılarını değiştirmeleri gerektiği düşüncesindeyim. Kadınlar zaten var olmak istiyorlar: En başta eşleri olmak üzere diğer erkeklerin de bunu desteklemesi gerekir. Kadının olduğu yerde çalışmak daha farklı bir düzen ortamı sunar. Ben her zaman kadınların yanındayım.

Medeni bir toplum yetiştirirsek ve erkeklerin de kadına bakış açısı değişirse sorunların hallolacağı düşüncesindeyim. Toplumda kadın ile erkek el ele verebilmeli.

Kesinlikle, peki son olarak Elif Dolapoğlu sosyal hayatta nasıl biridir; neler yapar?

Biz, yaz aylarında da tam zamanlı olarak eğitim veren bir kurum olarak çalışan anne babaları mağdur etmiyoruz. İşimi ve çocukları seviyorum, işten kalan zamanlarımda spora yöneliyorum. Fitness ve boks yapıyorum. Çocuklarımla vakit geçirmeye özen gösteriyorum. Gezmeyi, eğlenmeyi seviyorum.

Teşekkür ederiz.

Editör: Birkan Bakay