Azerbaycan ile İran’ın ortaklığıyla inşa edilen barajın açılışı için gittiği Azerbaycan dönüşü kendini taşıyan helikopterin düşmesi sonucu İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi hayatını kaybetti. Reisi’yle birlikte Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da kazada can verdi. Yaşanan olayın perde arkası merak konusu olurken, Reisi’nin yürüttüğü dış politikaların son dönemde İsrail ve ABD’yi rahatsız etmesinin, Reisi’nin suikasta uğramış olma ihtimalini de akıllara getiriyor.

İran haber ajansları verdiği ilk bilgide Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi taşıyan helikopterin sert iniş yaptığı, kurtarma ekiplerinin Reisi ve beraberindeki heyeti kurtarmak için bölgeye hareket ettiğini paylaşmış ancak sonrasında helikopterin düştüğü yerden yaşam belirtisi alınamadığı bilgisi kamuoyuyla paylaşılmıştı. İranlı yetkililer Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları Ordusu mensubu 2 üst düzey askeri yetkili ile 3 mürettebatın da kazada yaşamını yitirdiğini doğruladı. Arama kurtarma ekipleri, olumsuz hava şartları nedeniyle çalışmaların güçlükle sürdüğünü bildirmişti. Olumsuz hava şartlarına rağmen helikopterin neden kaldırıldığı bilinmezken, bu durum ve beraberinde çıkan haberler, olayla ilgili suikast şüphelerini akıllara getirdi.

Netenyahu'dan savaş açıklaması Netenyahu'dan savaş açıklaması

İRAN’IN NÜKLEER BOMBA ÜRETEBİLECEĞİ SÖYLENMİŞTİ

İran’ın nükleer silah üretme kapasitesinin önüne geçmek doğrultusunda Amerika, 2012 yılından itibaren İran’a yönelik ekonomik ve finansal yaptırımlar uygulayarak İran’ın finansal varlıkları dondurma ve İran ile ikili ticari ilişkileri durdurma eylemlerinde bulundu. Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran'ın nükleer silah üretimi için gerekli seviyeye yakın uranyum üretimini artırdığını belirtmişti. Bu kapsamda UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin İran’ın nükleer bomba üretmeye yaklaşmasıyla ilgili, İran’ın başkenti Tahran’da haftalar içerisinde nükleer bomba üretilebileceğini söylemişti. Bu söylemler, helikopter kazasının bir kazadan daha fazlası olabileceğini düşündürüyor.

YAPTIRIMLAR NEDENİYLE AMERİKA’YI SUÇLADI!

Eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de ABD'nin İran'a uyguladığı tek taraflı yaptırımların etkisinin büyük olduğunu savunarak, "Bu konu, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararına rağmen sivil havacılık satışlarına ambargo koyan ABD'nin İran ulusuna karşı işlediği suçların kara listesine kaydedilecektir." değerlendirmesinde bulundu. Yaptırımlar nedeniyle Tahran'ın uçak ve uçak parçası ithalatı engelleniyordu.

İRAN’IN ORTA DOĞU’DA İLERLEYİŞİ RAHATSIZLIK VERMİŞ OLABİLİR

7 yıllık küslüğün ardından diplomatik ilişkiler tesis etmek ve büyükelçiliklerini açma konusunda anlaşan İran ve Suudi Arabistan yetkililerinin yeniden biraraya gelmesiyle birlikte iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması kararlaştırılmıştı. Bu kararla birlikte İran Cumhurbaşkanı Reisi, Suudi Arabistan Kralı Suud'un davetine olumlu yanıt vermişti. Suudi Arabistan’ın ardından 2020 yılındaki Karabağ Savaşı'ndan bu yana Azerbaycan ile arasındaki gerilim devam eden İran, Azerbaycan’la olan ilişkilerinde de önemli adımlar atmıştı. Kaza günü Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhami Aliyev ve İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin görüşmesi, İran-Azerbaycan ilişkileri tarihinde güzel ve parlak bir sayfa olarak yer almıştı. İran Cumhurbaşkanı Reisi, ölmeden önce İran ve Azerbaycan’ın ortak başarılarının hoş karşılanmadığını törende ifade etmişti. Orta Doğu’daki ülkelerle olan münasebetini geliştiren İran’ın dış politikasından rahatsız olan ABD ve İsrail’in kazada müdahili olabileceği konuşulurken, bu ihtimal doğru olsa dahi olayın gerçek yüzünün hiçbir zaman günyüzüne çıkmayacağı belirtiliyor.

Muhabir: HACER CEYLAN