Kayseri ve Suriye’de Yaşananlar

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Esad arasında karşılıklı başlayan eski günlere dönüş sinyali sonrası ortalık karıştı. Önce Kayseri’de aynı anda da Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgede gerilim tırmandı.

Kayseri’de bir çocuğa taciz iddiaları üzerine oluşan tepkiler bazı illerde sokağa taştı. Aynı anda Suriye’de Türk plakalı araçlara yönelik saldırı, askeri araçlara ateş açılması ve bölgedeki Türk bayraklarının indirilmesi görüntüleri sosyal medyada yayıldı.  Bu olayları, Hatay’ın Reyhanlı, Kırıkhan ilçeleri ile Adana, Kayseri, Bursa, Gaziantep ve Şanlıurfa’da göstericilerin ırkçı sloganlar eşliğinde Suriyelilere yönelik iş yerlerini hedef alması takip etti.

Kayseri’de Suriye uyruklu olduğu açıklanan bir kişi, yine Suriye uyruklu ve akrabası olan küçük yaştaki bir kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla tutuklandı. Haberin duyulması ile bunu fırsat bilen provokatörler hemen devreye girerek halkın sinir uçları ile oynadı. Kamyonlarla bölgeye insanlar taşındı. Buna bazı saf vatandaşlar da eklendi. Kalabalık gruplar belli noktalarda toplanarak saldırıya geçtiler. Her yeri ayırt etmeden yakıp yıktılar. Göstericiler; Melikgazi ilçesindeki Danışmentgazi, Osmanlı, Selçuklu ve Hürriyet Mahallesi ile Kocasinan ilçesindeki Argıncık, Sahabiye ve Fevziçakmak mahallelerinde iş yerleri ile araçları ateşe verdi. Polisin müdahalesi ile olaylar sonlandırıldı. Olayla ilgili çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kayseri'deki gerginlik sonrası düzenlenen provokatif eylemlerde yer alan 474 kişinin gözaltına alındığını, bunların 285'inin çeşitli suçlardan adli kaydı olduğunu söyledi.

Kayseri'de yaşanan çocuğa taciz olayına tepkiler sürürken bu kez de Suriye'nin kuzeyinde gerginlikler baş gösterdi. Bazı kişiler tarafından Türk bayrağına ve TIR'larına yönelik saldırılar gerçekleştirildi. 

Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa sağduyulu bir açıklama yaparak; "Türkiye'ye verilen zarar bize verilmiş zarardır. Ortada bir provokasyon var. Suriye'deki olayları Türkiye'ye, Türkiye'deki olayları Suriye'ye taşımak olmaz. Suriye'de olanların hesabını biz göreceğiz. Türkiye'de kanuna karşı gelen eylemlerin hesabını Türkiye Cumhuriyeti Devleti zaten görüyor. Münferit olayları toplumsal hadiseye çevirirsek bundan ancak düşmanlarımız çıkar sağlar" diye konuştu. 

Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin kuzeyinde yaşanan olaylara ilişkin; "Zanlısı hakkında devletimizin adli süreçleri işlettiği bir suçun ardından Kayseri'de yaşanan üzücü hadiselerin, sınırlarımızın ötesinde de birtakım provokasyonlara malzeme edilmesi yanlıştır" açıklamasında bulundu.

Son açıklama ise Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'den geldi. TSK komuta kademesinin, bakan yardımcılarının ve birlik komutanlarının katıldığı video telekonferans toplantısında konuşan Bakan Güler, “Suriyeli sığınmacılar konusunda son dönemde oluşturulmaya çalışılan olumsuz algı ve artan gerilimler dikkatle izlenmektedir” dedi. Bakan Güler, "Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren bazı unsurların kamu düzenini bozma girişimleri devletimizin tüm birimleriyle gösterdiği özverili çaba sayesinde başarısız kılınacaktır” diye konuştu.

Güvenlik kaynaklarınca yapılan açıklamaya göre olaylar şöyle gelişti:

* Kayseri’de Suriyeli bir kişinin Suriyeli küçük bir çocuğa tacizde bulunduğu iddiaları üzerine önce Kayseri’de başlayan olaylar sonrasında Suriye’nin kuzeyinde de etkisini göstermiştir.

* Türkiye’de provokatörlerin Suriyelilere karşı düzenlediği eylemlere karşılık olarak, Suriye’nin kuzeyinde de Türk güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde karışıklıklar meydana gelmiştir.

* Hatay, Gaziantep, Kayseri, Bursa ve İstanbul Sultanbeyli’de gece boyu Suriyelilere ve Suriyelilere ait iş yerlerine yönelik eylemler olduğu gözlemlenmiş, Suriye tarafında da Türklere karşı eylemler yapılmıştır.

* Milli İstihbarat Teşkilatı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Güçleri hem Türkiye içinde hem de Suriye’nin kuzeyinde eşgüdüm halinde yaşanan olayları takip etmiş ve gerekli müdahaleler yapmıştır.

* Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı faaliyet gösteren, Türkiye’nin izlediği dış politikaya karşı düzeni bozmak isteyen provokatif eylemlerde bulunan kişiler ve eylemlerde yer alanlar yakalanmış, bu kişiler hakkında gerekli işlemler yapılmıştır. Eylemlere karışan ve olayları kızıştıran her kişi tespit edilerek, gerekli işlemlerin yapılmasına devam edilmektedir.

* Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik yapılan bu eylemlere hiçbir şekilde izin verilmeyecektir.

Gelişen olaylar ve yapılan açıklamalar gösteriyor ki hadise tam manasıyla provokasyon kokuyor. Sadece kokmuyor her yerinden provokasyon fışkırıyor.

Bu provokasyonun iki önemli sebebi var. Birincisi Türkiye Cumhuriyetinin, Suriye Devleti ile yakınlaşmasını önlemek, ikincisi Türk ve Kürt halklarını birbirine düşman ederek ülkemizi bölünmenin ve parçalanmanın eşiğine getirmek.

Türkiye ile Suriye’nin tekrar geçmiş yıllarda olduğu gibi yakınlaşması iki önemli sonuç doğuracaktır. Bunlar, Suriye içindeki PKK güçlerinin temizlenmesi, diğeri de genel af ilanı ile Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşüdür.

PKK’nın Suriye’den temizlenmesi hem Suriye için hem de Türkiye için çok olumlu sonuçlar meydana getirecektir. PKK şu anda ABD’nin de desteğiyle Suriye topraklarının bir bölümünü işgal etmiş bulunmaktadır. O kadar ki Suriye Devleti kendi topraklarında çıkarılan petrolü PKK’dan yüksek bir para ile satın almaktadır. PKK aynı zamanda Suriye topraklarından ABD’nin verdiği güçlü silahlarla Türkiye’yi de tehdit etmektedir. PKK’nın buradan temizlenmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır. Türkiye düşmanları elbette bunu istemezler.

Diğer yandan Türkiye’nin Suriye sınırının bazı bölgelerinde oluşturduğu tampon bölgenin Suriye Devleti eliyle bütün sınır boyunca yayılmasını temin etmek, Türkiye’nin güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından son derece önemlidir. Yakınlaşma yolu ile bunun sağlanması da terör örgütlerinin ve Türkiye düşmanlarının elbette işine gelmeyecektir.  

İkinci olarak Suriyelilerin ülkelerine dönüşüdür ki aslında Türkiye düşmanları bunu da istemezler. Zira ikide bir bu konuyu kaşıyarak ülkemizi karıştırıyorlar. Suriyelilerin ülkelerine dönüşü ile ellerinde istismar edecek konu kalmayacak.

Gerek Kayseri’deki gerekse Suriye’deki olaylara bölücü ve ırkçı örgüt üyelerinin karışması ve olayları tırmandırması da meydana gelecek olumlu gelişmeleri önlemeye yöneliktir.

Üçüncü dünya savaşının konuşulduğu, İsrail’in Gazze katliamlarından sonra Lübnan’a da saldırı başlattığı ve dünyanın her taraftan kaynamaya başladığı bir anda bu olayların vuku bulması tesadüf değildir.

Türkiye’de her gün onlarca taciz ve tecavüz olaylarının yaşanmasına hiç tepki vermeyenlerin, Suriyeli insan dışı bir varlığın yine Suriyeli bir kız çocuğuna yaptığı tacizi bahane ederek saldırıya geçmeleri, aynı anda Suriye’de de Türklere ve bayrağımıza yapılan karşı saldırı bu işin önceden planlandığının göstergesidir. 

Provokasyonlara alet olmayalım. Provokatörlerin oyununa gelmeyelim. Yakıp yıkmak çare değildir. Kardeşliğimizi muhafaza edelim. Devletimize ve devletimizin gücüne güvenelim. Devlet, hiç kimsenin yaptığını yanına bırakmaz. Halkı sokaklara taşıyanlar ülkemizi karıştırmak ve bölmek isteyen hainlerdir. Sağlıklı ve mutlu yarınlar diliyorum.