HIZLA DEĞİŞEN DÜNYADA CAMİLERİMİZİN FONKSİYONLARI

Abone Ol

 Asr-ı Saadetten beri Müslümanlar yeryüzünü  her mabedi de gibi kabul etmişler. Camileri de ilim, irfan, muhabbet ve ibadet ile mamur etmişlerdir. Mabetlerimize namahrem eli değmesin diye kan dökmüşler, şehadet şerbetini içmişler.

Geçmişte birçok hizmeti yerine getiren camilerimiz, günümüzde sayısal olarak yeterli bir noktada olsa da etkisi ve işlevi açısından istenilen nokta da değildir. Bunu yetkililer de ifade ediyor. Gerçi estetik, zarif ve fonksiyonel camiler de inşa edilmiyor değil. Elbette vatandaşların katkılarıyla inşa edilen ve edilmeye devam eden, hiçbir mimari özelliği olmayan camileri de yok sayamayız. Hayırseverlere sözümüz yok. Allah onlardan razı olsun. Onlar azık biriktiriyorlar. Ancak Peygamberimizin şu hadisini de göz önünde bulundurmamız gerekir:

Seyir uygarlığının gittikçe hayatımıza yön verdiği günümüzde camilerimiz hangi fonksiyonları da yerine getirmelidir?

Geçmişte vahyin aydınlığını, hakikatin ışığını, adaletin, merhametin ve muhabbetin sıcaklığını yeryüzüne hâkim kılmanın karargâhı olarak hizmet veren mabetlerimizin bugün de aynı işlevi yapabilmesi için neler yapılmalıdır?

Gençlerimizin haz ve hızın tutku ve tutsaklığından kurtarıp camilerle buluşması için nasıl bir yol izlenmeli?

Sorular…

Bu konuda üniversitelerin ve DİB’nın çalışmalar yaptığını, sempozyumlar düzenlediğini biliyoruz.

.(Muhibbi).İfadesi gereğince biz de önerilerimizi sıralayalım.

İlk olarak merkezi yerlerdeki camileri ecdadın yaptığı gibi  şeklinde inşa etmek. Hayatın merkezi haline getirmek.

Avrupa’daki bazı camilerimizin külliye gibi işlevlere sahip olduğundan çoğumuzun haberi vardır.

Örnek olarak, Hollanda ve Almanya’daki camiler verilebilir. Geçen hafta ziyaret ettiğimiz Köln’deki DİTİB camisine hayran kaldık. Konferans salonları, restoranları, çay salonları ve diğer eklentileri ile ihtiyaçlara cevap vermektedir.

Diğer taraftan camiler bulundukları yerlere göre donatılara sahip olmalı ve fonksiyonlar icra edebilmelidir.

Söz gelimi bir kampüs camisi ile sanayi camisinin işlevleri açısından farklı özelliklere sahip olmalıdır.

 Bir Kampüs Camisinde konferans salonları, lokaller, etüt merkezleri, sanat atölyeleri bulunmalı ki, gençler için bir cazibe merkezi olsun.

Ama söz konusu bir sanayi camisi ise cemaatini de dikkate alarak usta-çırak tecrübe paylaşımı için mekânların olması yine birçok amaçlı bir salonun bulunması yerinde olacaktır.

Hastane camilerinde ise hasta ve yakınlarının vakit geçirebileceği geniş bir bahçe, kitap okuyabileceği küçük bir kütüphane, dinlenme ve çocuk emzirme odası bulundurulabilir.

Bu konuda, kışla camisi, güzergâh camisi, mahalle camisi, selatin camisi, köy camisi ve yurtdışı camilerde bulunması gereken donatılar yerine getirecekleri fonksiyonları elbette birbirinden farklı olmalı.

Hangi cami türü olursa olsun her iş insan unsuruna bağlıdır.

Eğer bizim Allah’ın evinde görev yapan kardeşlerimiz : anlayışı ile görev yapıyorsa gözümüz aydın, gün ışımıştır.

Ne zaman, kendisi âlîolmayı ilke edinen görevlimizin sayısı artarsa insanımız camii ile yakınlaşır.

Zaman zaman kamuoyuna yansıyan güzel örnekleri biliyoruz. Hastane, hapishane, esnaf, yaşlı ziyareti yapan hocalarımız hatta çocuklarla caminin içinde teravih treni oynayarak farkındalık oluşturan din görevlilerimiz bizleri mutlu etmektedir.

Sonuç olarak camilerimizin bir önce hayatımızın merkezi haline getirmek için dem bu demdir diyerek, ertelemeden, ötelemeden kolları sıvayıp harekete geçme zamanı gelmiştir hatta geçmektedir.

Hizmetlerini hazır ve Hızır olarak yapan din görevlilerimize (gönüllülerimize) Allah’tan kolaylıklar ihsan etmesini niyaz ediyor ve vefat edenlere de rahmet diliyoruz.

Selam ve dua ile ...