Niyaz Usta’nın 13. vefat yıl dönümü sebebiyle İl Halk Kütüphanesi Salonda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Konya’nın en renkli simalarından biri olan Niyaz Usta ile sık sık görüştüklerini hatırlatarak, “Konya şivesiyle konuşan, Konya ağzına ve aksanına hâkim bir insandı. Keşke günümüzde de Konya şivesiyle Konya’nın örfünü, geleneklerini anlatan; mesela kız isteme ya da spor yorumları gibi televizyon programları yapılabilse de yaşatabilsek” dedi.Daha sonra Niyaz Usta ile ilgili bilgiler veren Gökdoğan ise, “3 Mart 1938’de Aksinne Mahallesi’nde dünyaya gelen kayınpederim henüz üç yaşındayken babası ölünce yetim kalmış ve annesi Şerife hanım tarafından büyütülmüş. Annesi, geçimlerini sağlamak için komşuların hizmetine gider, yaptığı tandır ekmeklerini satarmış. Niyaz usta da çocukluk devrinde mahallelerinden biçtikleri otu sırtında taşıyarak Eski Garaja götürür orada, hayvanlarına yedirmek üzere köylülere satarmış” diye konuştu.

ÇALIŞKAN BİR İNSANDI

Niyaz Usta’nın çalışkan bir insan olduğuna vurgu yapan Gökdoğan, Etrafındakilere, tavsiyede bulunurken (İşiniz ilacınızdır) derdi. Beğenmediği bir işi yapmazdı. Merhamet abidesi ve yufka yürekli bir insandı. Bir gün yaptıkları kapıda kusur gören müşterisi şikâyette bulununca, kapıyı incelemiş ve kalfanın, o kapıya uygun olmayan bir menteşe taktığını fark edip ilave ücret almadan, büsbütün yeniden yapmıştı” dedi

HALIYI SATMIŞTI

Rasyonel’den LGS'de büyük başarı Rasyonel’den LGS'de büyük başarı

Niyaz Usta’nın kendi iş yerini nasıl kurduğu hakkında da bilgi veren Gökdoğan, “Ustası, ona hak ettiği maaşı veremediğini söyleyince, dükkân açmak üzere müsaade istemiş. Kerpiç evlerinin altındaki tek göz odayı dükkân yapmış ama kaynak makinesi alacak parası dahi yokmuş. Kayınvalidesinin hediye ettiği iki çift halıyı satarak kaynak makinesi almış ve o bayramı hasır üzerinde geçirmişler. On üç yıl o dükkânda çalıştıktan sonra Meram Sanayiindeki dükkâna taşınmış” diye konuştu.

GÜZEL YAŞADI

Niyaz Usta’nın ölümü hakkında da bilgiler veren Gökdoğan, “Zaman zaman dünya ile ilişiği kesilir gibi oluyordu. Kendine geldiğinde oğlu, köfte getirmeyi teklif edince, (İstemem, ben Eyüp Peygamber ile karnımı doyurdum) dedi. Ezan okunurken müezzin ile tekrar etti ve (Lâ ilâhe illâllah) diyerek son nefesini verdi. Güzel yaşadı, güzel öldü” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: HABER MERKEZİ