Değerli okuyucularım, içinde bulunduğumuz ay Ramazan ayıdır. Yanmak olarak bilinen Ramazanı layıkıyla yaşayan kişinin günahlarının yanıp yok olacağı bildirilmektedir. Çünkü bu ay manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı inanlar için bir rahmet ve mağfiret ayıdır. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendirenlerden olalım İnşallah.
Oruç sayesinde nefsine hâkim olalım. Ramazan ayı, birçok faziletleri yanında yardımlaşma ve yiyecek, içecek ve hiçbir şeyin israf edilmemesi de önemlidir.
İnsan bilgili olabilir, ancak bilgiyi inancınız ve yaşantınızla bütünleştirebiliyorsak o zaman faydalılık derecesi artmaktadır. Doğru bilgilere inanmamız gerekir. Kafanızda inandığınız bilgiyi kalbimize indirebilirsek ve onu yaşayabilirsek o zaman daha yararlı olacaktır. İşte Ramazan ayı bunun için önemli bir fırsattır. İsrafı önlemede bu inanç öne çıkmalıdır.
Çok kişi israfa karşıdır, buna inanır, ancak her gün israfın ne derce arttığı hususunda ki haberler de hiç eksik değil. Demek ki bildiklerine inanmayan çok kişi var. İnsan bildiklerini değil, inandıklarını yaşar denildiğine göre bilinen ile yaşanan farklıdır. Ramazan Ayında her mümin sahip olduğu İslami ve doğru bilgileri kalbine indirip onları hayata geçirmelidir. Ramazan ayı bunun için de önemli bir fırsatdır.
Esas olan kişinin bildiklerine inanmasıdır. İsrafa karşıyız, kısıtlı olan çok kaynağı tasarruflu kullanmalıyız, bulamayanlara yardımcı olmalıyız, bunun gibi çok şeyde ne kadar hassas davranıyoruz, bunun muhasebesini her zaman yapmalıyız. Her kaynağın bir kullanım özelliği ve potansiyeli vardır, sonsuz değildir, o halde sadece kendimizi değil gelecek nesilleri de düşünmek zorundayız.
Ramazan ayı aynı zamanda Sosyal Yardımlaşma ayıdır. Ramazan, yardımlaşmanın dayanışmanın, yaraları sarmanın, ihtiyaç içerisinde olanların dertleri ile dertlenmenin zirveye çıktığı bir aydır. Oruç tutan açlığın ne demek olduğunu anlar ve aç olan ihtiyaç sahiplerine yardım eder. Çok şeyi israf edeceğimize yardım edelim.
Basın ve yayın organlarında çok şeyin bazı kişilerce bulunmadığından bahsedildiği gibi toplumda fazla miktarda da israf edildiği sık sık gündeme getirilmektedir.
Ekmek israfını ele alalım; Türkiye’de verilen istatistiklere göre bir günde 1.500 ton, yılda 542.5 bin ton ekmek israf edilmektedir.
Konya’da bu günkü satılmakta olan 200 gram olan bir ekmeğe göre hesap edecek olursak 5000 ekmek 1 ton geldiğine göre Türkiye’de bir günde 7 500.000 (7.5 milyon) adet ekmek ve yılda 2.737.500.000 (2.7 milyar) adet ekmek israf edilmektedir.
Türkiye genelinde bu ekmek israfının un olarak miktarı yılda yaklaşık 452.000.000 kilogram (452.000 ton) un demektir. Kullanılan unun randımanını %76 olarak kabul edersek 595.400.000 kilogram (595.400 ton) buğday israf edilmektedir. Bu kadar buğdayı ne kadar alandan almaktayız, bu hesabı yapacak olursak üretimin yarısının kuru ve diğer yarısının da sulu tarım alanlarında alındığını kabul edersek TUİK verilerine göre verimin (320 kg/da) 1.861.000 dekar alanda yetiştirilen buğday demektir.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2023 yılı verilerine göre Türkiye’ de buğday üretimi 22 milyon ton olmuştur. Görüleceği gibi 22 milyon ton buğdayın yaklaşık 595.400 tonu, yani toplam üretimin %2.71’i sadece ekmek israfıyla kaybedilmektedir.
2023 yılı itibariyle Türkiye'de yaklaşık 16.7 milyon hektar alanda tahıl ve diğer bitkisel üretim yapılmaktadır. Tarla bitkileri üretimi içinde buğday ekim alanı yaklaşık 6.9 milyon hektar (69.000.000 dekar). Ekim alanı itibariyle bakılırsa buğday ekimi yapılan 69.000.000 dekar alanın 1.861.000 dekarda (%2.7) ekilen buğdayı israf olmaktadır. Kuraklığın arttığı, birim alandan alınan verimin azalmakta olduğu günümüzde bu rakamlar küçümsenecek miktarlar değildir. O halde israftan kaçınmalıyız.
İsraf edilen ve bayata kalan ekmeklerin hayvan beslemede kullanıldığı veya farklı şekillerde değerlendirildiği söylenebilir, ancak imalatta kullanılanlar ve imalat sonrası giderleri de dikkate alınırsa büyük bir ekonomik kayıp demektir. Ekmek ülke genelinde ihtiyaç kadar üretilmeli, satış noktalarına dağıtılmalı ve mümkün olduğunca geri dönüşümü olmamalı ki ekmek israfı en aza indirilebilsin. Bayata kalan ekmekler evlerde ve fırınlarda başka şekilde kullanıma (köfte harcı, kuşyemi vd.) dönüştürülmelidir.
Günümüzde sıfır atık her işletmenin planlaması içerisinde yer almaktadır. O halde ekmek israfı da önlenmeli ve önleyecek tedbirler alınmalıdır. Ramazan münasebetiyle edinilen alışkanlıklar ekmek gibi birçok şeyde görülmekte olan israfın en aza indirilmesine vesile olması dileklerimle hoşça kalınız. Hayırlı Ramazanlar.