ADINI KOYALIM MI?

Abone Ol

Anadolu’da Türk Milleti olarak güzel adetler ve geleneklerimiz vardır. Hepsi belli tecrübeye dayanır.

Deyimler, atasözleri, vecizeler, türküler, koşmalar, destanlar, hikâyeler, fıkralar, masallar, çocuklara ninniler, nişan, düğün, asker uğurlama, giyimi-kuşamı her hepsi bizi anlatır. Tabi görmesini ve dinlemesini bilirsek değil mi?

Kişi ana ve babasının verdiği addan başka adla da anılabilir. Onu için adını koyalım mı? Diye başlık attım.

Ad kişinin toplum içerisinde bireysel kişiliğinin sembolüdür. Çocuk doğduktan sonra belli kurallar ve gelenekler içerisinde ad verme töreni olur.

Evet, ad verme Türk aile hayatında çok önemli yer edinir.

Ailenin büyüğü akça kocası dedesi veya çoğu kez hoca efendi çağrılır yahut hoca olmazsa ailenin dili dualı piri fani bu işi üstlenir.

Çocuğu kucağına alır, yönünü kıbleye çevirir. Önce çocuğun kulağına ezan okunur. Daha sonra sağ kulağına adı üç kez söylenir. Kulağına söylenen bu ad ahrette kullanılacağı inanılan göbek adı da olabilir.

Günlük hayatta ve resmiyette kullanılan başka adı da olabilir.

Yeni doğan çocuğa ad verilmesinden sonra mevlüt okutulur hatta kurban kesilir. Bu kesilen kurbana akika kurbanı denilir.

Ad konulması ve daha konulan ad ile çocuğun davranışları, başarısı veya başarısızlığı konulan ada ile ilişkilendirilir.

Buna eski tabirle ismiyle müsemma denilir. Yani adıyla adlanmış tam manası ile adıyla örtüşmüş denilmektedir.

Orta Asya da Türk çocukları belli yaşa adsız sayılırdı. Üstün yetenek, ya da bir savaşta kahramanlık gösterdiği zaman özel ad taşıma ayrıcalığına sahip olurlardı.

 Nitekim Dede Korkut Hikâyelerinde bu açıkça görülmektedir.

Dede Korkut Hikâyelerinde kahramanların adını veren Korkut Atadır.

Ana ve babanı verdiği ad gerçek ad değildir. Kahraman gerçek adını gösterdiği yararlılık, kahramanlık gösterdikten sonra alır.

Dirse Han’ın oğlu karşısına çıkan bir boğa ile dövüşüp onu öldürdükten sonra “BOĞAÇ” adını almıştır. Bamsı Beyrek’e bezirgânların malını soygunculardan kurtarması üzerine bu ad verilmiştir.

Burada kişinin yaptığı kahramanlığın, isim almasını hak ettirecek büyük yiğitlik olup olmadığının herkesçe kabul edilmesi şarttır.

Boyun reisi veya bütün toplum tarafından verilen ad gerçek addır.

1999 Yılından 2021 yılına kadar 22 yıl içerisinde Konya Şekeri nereden nereye getirdiği göz önünde olan Recep Konuk Başkana ne ad verilir?

Öyle ya 50 yıllık yorulmuş fabrikadan 46 adet devasa Fabrikaya-, beş altı yüz çalışandan 15.000 çalışana Konya ve Ülke ekonomisine kattığı katkılarla 21. Yüzyılda yetişen tarıma dayalı sanayinin önderi ve gerçek bir kahramanıdır.

--- “ Recep Konuk Başkan başka Ülkede olsaydı bir Türk olarak kıskanırdım. Neden Türkiye’de böylesi yatırımcı ülkesine katma değer üreten insan yok. Derdim. Ancak şimdi hem Konya’ma hem Ülkeme devasa yatırımlar yaptığı için onur duyuyorum.” Diyen Matematik Öğretmeni İdris Ağabeyim ve onun arkadaşı Ülkücü Türk Milliyetçisi bürokrat Ağabeyimin,  kulaklarını çınlatıyorum.

Bu kadar kahramanlığı yapan Recep Konuk Başkan ad almayı hak etmiştir. Zamanımızın Korkut Ataları kıymetli Türk Çiftçileri adını koymuştur.

Ha bunun yanında unutmadan kenardan mavra atan ömründe hiçbir hayırlı toplumun faydasına iş yapmayanların da adını da biz ne koyalım?

**

Uzun yıllardır tanıdığım bizim çocukluk yıllarımızda Çumra’da koyun besiciliği ve yurt dışına ihracatını yapan, traktör alım satımı, aynı zamanda çiftçilik yaparken bilinen ( İki adet Kuran Kursu, Kümbetli Camiini yenilenmesi gibi) ve bilinmeyen birçok sadakaı cariye hükmünde hayırlar yapan namı diğer Kayağızlı Yusuf Can Amcamız vefat etti Allah rahmet eylesin ahiret yurdu cennet olsun. Arakadaşımız oğlu İsmail Can şahsında bütün Can ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.