Doğaya olan sevgilerini yalnızca kamp yapmaktan ibaret görmeyen Nejla- Alpaslan Gökdemir çifti, farkındalık oluşturmak amacıyla gittikleri ormanlık bölgelerde çevre temizliği ve fidan dikimi yapıyor. Yakınlarına ve sevdiklerine verilebilecek en güzel hediyenin de ‘yeni bir can’ olacağını düşünen Gökdemir çifti, sevdiklerinin özel günlerini de ağaç dikerek kutluyor. Gökdemir çifti, bu davranışlarıyla topluma örnek olmayı amaçlarken bazı kişiler tarafından ise ‘milletin çöpünü toplamak size mi kaldı’ gibi yorumlara maruz kalıyor. Doğaya dair yaptıklarını bir görev bilen Gökdemir çifti ise kurumlar aracılığıyla çevre dostu fikir ve projelere açık olduklarını söyledi.
‘DEPREMİ YAŞAMADIK ANCAK BİZE YAŞAMI ÖĞRETTİ’
6 Şubat 2023 depremlerinden hemen önce eşinin bir operasyon geçirdiğini söyleyen Alpaslan Gökdemir, depremlerin Konya’da da hissedilmesiyle birlikte yeni bir yaşam alanı oluşturmak amacıyla araçlarında yer açtıklarını söyledi. Araçlarındaki gereçlerin zamanla çoğalarak kendileri için yeni bir yaşamı oluşturduğunu belirten Gökdemir, ilerleyen günlerde çadır alarak 4 mevsim kamp yapmaya başladıklarını ifade etti. Kamp yaşamının kendilerine olan kazanımlarını dile getiren Nejla Gökdemir ise, “Çok şükür büyük depreme yakalanmadık ancak ‘olası bir deprem’ düşüncesiyle arabamıza aldığımız eşyalar sayesinde doğada yaşamayı öğrendik. İnsanın özünün doğa olduğunu düşünüyoruz ve şu anda olası bir felakette doğada yaşayabilecek tecrübeyi elde ettik.” diye konuştu.
BİR FİDAN BİR ÖMÜR DÜSTURUYLA DOĞAYA ‘ESER’ EKİYORLAR
Doğayla iç içe vakit geçirmenin insanın doğasında olduğunu düşünen ve insanların zamanla doğaya ve doğal yaşama döneceğini inandıklarını belirten Gökdemir çifti, geçirdikleri eşsiz vaktin bir borcu olarak gördükleri çevre temizliği ve fidan dikimini etkinliklerine 1 yıldır devam ediyor. Konya’da ve gittikleri illerde temizlik ve ağaç dikimi yaparak, doğaya olan borçlarını ödeyen Gökdemir çifti, ektikleri fidanları birer ‘eser’ olarak gördüklerini de ifade ederek ‘bir fidan bir ömür’ düsturuyla ağaç dikmenin önemine dikkat çekmeye çalıştıklarını vurguladı.
‘NE KADAR TOPLAYABİLİRSEK KÂR’
Doğaya bırakılan özellikle plastik malzemelerin çözünmeyerek çevreyi kirlettiği gibi suya karışan bu çöplerin daha farklı zararlara da yol açtığına değinen Gökdemir çifti, topladıkları çöplere ‘kaç parça toplayabilirsek kâr’ gözüyle bakarken, toplayamadıkları çöpler için ise üzüldüklerini dile getirdiler. Konuyla ilgili konuşan Alpaslan Gökdemir, “Çöpleri topluyoruz ancak dağlık, yamaç kısımlar oluyor ve erişemediğimiz çöpler orada kalıyor, onlara üzülüyoruz. Bizim alamadığımız o çöpleri başkaları da alamıyor ve ancak rüzgarla ya da başka bir doğa olayıyla bir yerlere savrulursa o şekilde kirlilik daha farklı bir boyuta da taşınabiliyor.” ifadelerini kullandı.
‘SEVDİKLERİMİZE FİDAN HEDİYE EDİYORUZ’
Piknik için gittikleri yerlerde çöplerini doğaya bırakan insanlara sitem eden Nejla Gökdemir ise, “İnsanların piknik için o kadar eşya getirip bir çöp torbası getirememesi bizi çok üzüyor. Evinde böyle olmayan insanların doğada böyle davranmasını da insancıl bulmuyoruz!” dedi. Kendilerini yaptıkları davranışlardan ötürü tebrik eden insanların yanı sıra tepki gösterenlerin de olduğunu belirten Gökdemir, “Örnek olmaya çalışıyoruz ancak örnek almak ya da tebrik etmenin de yanı sıra ‘Evde oturmak varken neden kendinize eziyet ediyorsunuz, milletin çöplerinden size ne?’ gibi tepkilerle karşılaştığımız durumlar çok daha fazla oluyor. Ancak sosyal medya hesabımızdan yaptığımız paylaşımlardan bizi görerek tebrik edenler de oluyor. Uzakta olan dostlarımızdan ‘bizim yerimize de fidan diker misin’ diyenler oluyor; onların adına fidan dikerek hediye ediyoruz.” şeklinde konuştu.
SOĞUK İÇİNİZ VE DOĞAYA ATMAYINIZ!
İnsanlardaki bilincin artması yönünde farkındalık etkinlikleri ve eğitimlerin ilgili kurumlarca artırılması gerektiğinden söz eden Alpaslan Gökdemir, “İnsanlar doğayla daha fazla zaman geçirmeli. Bu durum, çocukluk yaşlarından başlatılarak doğa sevgisi aşılanmalı. Doğayı seven, doğaya saygı duyar; doğayı korur. Bunun yanı sıra gittiğimiz bazı bölgelerde ağaçların ilaçlanmamasından kaynaklı ağaçların zarar gördüğüne şahit oluyoruz. İlgili birimleri arıyoruz ancak her zaman aynı bölgeye gitmediğimiz için gerekenin yapılıp yapılmadığından emin olamıyoruz. Orman bölge müdürlüklerimiz ilgili ekiplerince bu tür şikayetlerin takibini yapmalı. Diğer bir önerimiz ise, paketli gıda üreticilerine. Firmalar, ürünlerinin üzerine ‘soğuk içiniz, serin yerde muhafaza ediniz’ yazıyor ancak ürünlerin paketlerinde doğada ne kadar zor çözündüğüyle ilgili bilgi ya da ‘çöpe atınız’ gibi mesajlar yer almıyor. Bu gibi mesajlar insanlara her daim hatırlatılmalı.” ifadelerine yer verdi.
‘KURUMLARLA ORTAKLIĞA HAZIRIZ’
Yaptıkları doğa kampının kendileri için bir arınma arz ettiğini ifade eden Gökdemir, yalnızca yaz aylarında değil, 4 mevsim kamp yaptıklarını belirterek, “Geçtiğimiz kış ayında eksi 5 derecede Ankara’da kamp yapmıştık. Yine tepki verenler olmuştu ancak biz bundan keyif alıyoruz. Ateşi yakıp seyretmek, kuş sesleri… Çok güzel bir enerji ve motivasyonla deşarj olduğunuzu hissediyorsunuz. İnsanın özü, doğa! ‘Yok olmadan önce var olmak için doğayı sev, doğal yaşa, doğada kal’ mottosuyla hareket ediyoruz. Bizim de çalıştığımız bir işimiz ve farklı bir mesleğimiz var ancak kalan vakitlerimizi bu şekilde; kendimizi iyi hissetmemizi sağlarken aynı zamanda doğayı da güzelleştirecek şekilde değerlendiriyoruz. Doğanın korunması adına kurumlarla iş birliğine açığız, güzel projelerle gelen herkesle ortak üreteceğimiz doğaya katkısı olan her şeye varız.” diyerek vatandaşlara da doğada vakit geçirmeyi ve doğayı korumayı tavsiye etti. Kamp yaparken karşılaştıkları sorunlardan da bahseden Gökdemir, Konya’da özellikle kamp yapılacak güvenli alan noktasında eksikler olduğuna dikkat çekerek kamp alanlarının artırılması, var olan alanların ise dört mevsim açık olması gerektiğine işaret ederek yetkililere seslendi.
